Gezilerim – Bosna Hersek (7)
Saraybosna havaalanında saat 1 gibi aracımızı kiralayıp Mostar yönüne doğru yola çıktık. Mostar’a girmeden 3 hedef noktamızı gezip akşam yemeği ve konaklamamızı Mostar’da yapacağız. İlk hedefimiz Blagaj tekkesi.
Osmanlı’nın bölgeyi ele geçirmesinin ardından bölge halkının İslamiyet’i benimsemesinde etkin rol oynayan Blagaj tekkesi, 16. yüzyılda yapılmış. Mostar’a bağlı Blagaj Kasabası’nın sınırları içerisinde yer alan tekke, Buna Irmağı’nın kaynağı konumundaki mağaranın girişine inşa edilmiş.
Bektaşi Tekkesi olarak kurulan dini mekân, Osmanlı’nın bölgede kök salmasına ve devlet içerisinde görev verilebilecek kişilerin yetişmesini sağlamış. Şu anda Nakşibendî tekkesi olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Tekke yakınında nehir kenarındaki restoranlarda dinlenebilir, akarsudan yakalanan balıklar veya diğer ürünlerden tadabilirsiniz.
Blagaj tekkesine 20 dakika kadar mesafede olan Osmanlı köyü Pacitelj mutlaka görülmeli. Nevata nehri kıyısında yer alan köy Osmanlı mimarisinin çok güzel bir örneği. Unesco listesindeki köy tarihi dokusunu bozmadan bugünlere gelebilmiş.
3. noktamız Kravitse şelalelerine yarım saatte ulaştık. Aracı park ettikten sonra yaklaşık beş dakika yürüyüp şelaleleri görünce muazzam manzara karşısında heyecanlandık. Şelaleye indikçe serinlik yüzümüze vuruyordu. Bir saat kadar oturup keyifle şelaleleri izleyip fotoğraf çekimlerimizi yaptıktan sonra Mostara doğru yola koyulduk.
Mostarda Kalacağımız Hotel Kriva Cuprija yakınındaki otoparka arabamızı bıraktıktan sonra yaklaşık 100 metre yürüyerek otelimize ulaştık. Bizi hemen restorana alıp limonata benzeri bir içecek ve yöreye özgü yoğurtlu bir yiyecek ikram ettiler. Tüm günün yorgunluğu üstüne çok iyi geldi. Akşam yemeğini de otelin eğri köprü manzaralı restoranında yedik. Yemekler ve sunum oldukça iyiydi. Yemekten sonra karanlıkta keyifli bir Mostar yürüyüşü yapıp dinlenmeye geçtik.
Otelde muhteşem bir kahvaltı ardından nehir kenarında ikram kahvelerimizi yudumladıktan sonra Mostar Köprüsü, Koski Mehmet Paşa camisi, Müslüm bey Konağı, Biscevica evi, Karagöz bey camii. Eğri köprü, Bakırcılar çarşısını kapsayan turumuza başladık. Hepsi birbirine çok yakın yerler olduğundan 3 saat civarında gezimizi tamamladık. Tamamen Osmanlı izleri taşıyan ve bir Anadolu kasabasını geziyor hissi veren Mostar’da yabancılık çekmedik desek yeridir. Öğleden sonra otelimizden ayrılırken otel personelinin sıcak yaklaşımı ve verdikleri hediye duygusal anlar yaşamamıza neden oldu.
Saraybosnada otelimize yerleştikten sonra akşam yemeği için Başçarşıya yürüdük. Rotamız Türkiye’de gol kralı olan ilk yabancı futbolcu Tarık Hodziçin Galatasaray adını verdiği restoran. Köftelerimizi yiyip efsane golcü Tarık Hodziç ile fotoğraf çektirdikten sonra Osmanlı mimarisi eseri çarşıyı yürüyüp otelimize dönerken Türkiye’de tarihi dokuların neden böyle korunamadığını sorguladık.
Ertesi gün gezilecek yerler listemizi gezmek üzere yürümeye başladık. Saraybosnada da gezilecek yerler tarihi bölgenin içinde olduğundan fazla vakit almayacak gibi. Hedef noktalarımız; Baş çarşı, Bakırcılar çarşısı, Gazi Hüsrev camii, Milli kütüphane, Morica han, Latin köprüsü, sonsuz ateş ve inat evi.
Latin Köprüsü; 1. Dünya savaşına neden olduğu söylenen Avusturya-Macaristan prensinin öldürüldüğü köprü olarak tarihte önemli bir yer edinmiş
İnat Evi; Hikayesi Avusturya-Macaristan İmparatoru’nun nehrin bir kıyısındaki evleri tamamen yıktırmak istemesiyle başlamış. Kamulaştırma bahanesiyle 20. yüzyılda Miljacka Nehri’nin kenarındaki evleri yıkma girişimine karşı bir evin sahibi büyük direniş göstermiş. Evinin yıkılmasına ancak binanın aynısının olduğu gibi nehrin öteki kenarına yaptırılmasıyla izin vereceğini söyleyen inatçı ev sahibini hükümet bir türlü ikna edememiş.
Her detay ölçülüp, tasarlanarak evin aynısı nehrin öteki tarafına inşa edilmiş. Diğer evi ise en nihayetinde yıkabilmişler. Sahibinin inadı da şimdi restoran olarak kullanılan bu eve ismini vermiş. Evin kapısında “Bir zamanlar nehrin öteki tarafındaydım ama inadına bu yana taşındım.” Yazıyor.
Sonsuz Ateş “Sonsuz Ateş” anıtı Ferhadiye caddesinin başında bulunuyor. Şehrin manevi anlamı yüksek olan sembollerinden biri. Saraybosna’nın II. Dünya Savaşı’ndan kurtuluşunu simgeleyen “Sonsuz Ateş” anıtı 1946 yılında yapılmış. Anıtta savaşta hayatını kaybeden sivil-asker kurbanlarının anısına devamlı bir ateş yanıyor.
Umut tüneli de gezilecek yerler arasında ve havaalanına yakın bir noktada. 1992-1995 yılları arasında süren savaş boyunca Bosnalıların saldırılardan korunmak için kendi çabalarıyla kazdıkları ve saklandıkları bu tüneli daha fazla hüzün yaşamamak için gezmedik.
Saat 3 gibi gezmemiz gereken yerleri tamamlayınca Saraybosna çevresi gezilecek yerlere baktım ve the Spring of the Bosnia River, Vrelo Bosna Parkına gittik. Çok güzel, sakin. keyifli parkta yürüyüş yapıp su sesini dinleyip, kuğuları izleyerek vakit geçirdik.
Bosna Hersek gezimizde bir gece Mostar iki gece Saraybosnada konakladık. Bu geziyi yapacaklar için önerim Saraybosna’da bir gece konaklamaları yönünde olur.
Yeni Gezilerde Görüşmek Üzere
Yazı ve Fotoğraflar: Yıldıray Erdoğan© Copyright
Önceki Yazı