spot_img
Ana SayfaYazarlarKadın Kürekçi Olmak

Kadın Kürekçi Olmak

Kadın Kürekçi Olmak

Hepimizin bildiği gibi 8 Mart’ Dünya Çalışan Kadınlar Günü’. Ama genel olarak ‘Kadınlar Günü’ diye anıyoruz. Çünkü, kayıtlı görünmese de çalışmayan kadın çok azdır. Evde, tarlada, ev işlerinde yardımcılar olarak, yardım kuruluşlarında, veya anne olarak hiç durmadan çalışırlar. Bu nedenle beyinleri çoklu işlemci gibidir. Aynı anda bir kaç işi bir arada yürütebilirler, sürekli olarak lojistik operasyon planlayabilirler, ve doğal endüstri mühendisleri gibi çalışabilirler. En kısa zamanda en çok ve en verimli iş yapmak üzere doğuştan programlıdırlar. Bu işler peşinde koşarken şefkatlerini korumayı başarırlar. İşte bu benzersiz bir güçtür.
Bu özel günde ben de bir şampiyon kadın kürekçimiz ile bu güne özel sohbet ettim. Pek çoğunuzun tanıdığı efsane kürekçimiz Elif Lermi Bekdemir. Eski kürekçiler onu çok iyi tanıyorlar, ancak bu blogu takip eden ve kürekçi olmayan veya yarışçı olmayan hobi kürekçileri için de onu tanıtmak istedim ve kendisinden kadın kürekçi sayısını nasıl artırabileceğimiz konusunda fikirlerini aldım.
O kadar az küreğe başlayan kadın sporcu var ki, hangi tesadüf ile küreğe başladığını sormadan edemedim. Lise’de de hem atletizm, hem voleybol ile ilgilenen Elif’in bir arkadaşının Şişe Cam Kürek kulübüne gitmeyi önermesi ile şampiyonluk yolculuğu başlıyor. Elif’in kız kardeşi Sema’da onun gibi başarılı bir kadın kürekçi.
0 15
Elif komple bir sporcu yelken, kayak, dalgıçlık, futbol, badmington, çim hokeyi dahil binbir branşta sporculuk ve antrenörlük yapmış bir sporcu. Ama efsane şampiyonluğu kürek branşında. Tekne üzerinde hem güçlü, hem de çok zarif duran bir sporcu…kürek balesi diye bir branş olsaydı, Elif’i baş balerin olarak tanımlardınız.
Sayısız ulusal şampiyonluk, balkan şampiyonlukları var. Ülkemizi iki Dünya şampiyonası, ve bir Dünya kupasında , pek çok farklı uluslararası müsabakada temsil etmiş. 1996 Atlanta Olimpiyatları kadrosunda ‘Amazon ‘ kadın sporcular arasında yer alan, geçilemeyen özel yetenekli bir kürekçi. Bir parça kadın sporculara konsantre olunabilseydi, Avrupa ve Dünya şampiyonalarında bile dereceler yakalanması mümkündü ama o günkü vizyon buna imkan vermemiş. Dünya şampiyonasına hazırlanırken kulüp antrenörü Eugen Umguritu’nun görevden alınıp ülkesine gönderilmesi bir sporcunun yaşayabileceği en büyük travmayı ona yaşatmış. 1992 yılında ülkemize kadın kürekçi olarak ilk altın madalyayı kazandırarak İstiklal Marşımızı okutup, bayrağımızı göndere çektiren sporcu, Etfal Mogan ‘Yılın Sporcusu’ ödülünü almış tek kadın kürekçidir. Milli takım kampında tek kadın sporcu olarak kaldığı bir dönem var.
0 13

Elif, pek çok sporcunun aksine kürek sporundan kopmayan ender kadın kürekçilerden, federasyonun düzenlediği master yarışlarına katılmaya ve hala şampiyon olmaya devam ediyor.  Güler yüzü ile benim gibi hobi olarak sonradan başlayıp küreğe sardıran bir kürekçiye verdiği sürekli pozitif motivasyon ile hem gençler için hem de kadınlar için ilham kaynağı olan örnek bir şampiyon sporcu ve beden eğitimi öğretmeni.

Geçtiğimiz yıllarda Barcelona alt yapı antrenörlerinin eğitim verdiği bir projede örnek futbol eğitmeni olarak gösterilmiş. Kürek kökenli olmasına rağmen 50 kadın futbolcu kazandırmış bir eğitmen kendisi.
Yine benim en çok sorguladığım ve arzuladığım kısım kadın kürekçi sayısının azlığı, seyirci azlığı ve tabii tüm bunların istikametinde 8 tek kadın takımları nasıl gündeme gelecek diye soruyorum kendisine. Onun görüşlerinin özetini sizlerle paylaşmak istiyorum.
0 10

– Kız ve erkek çocukların gelişim eğrileri muazzam farklılıktadır. Bu nedenle genç sporcuları çalıştırırken kadın sporcuların onlarla daha kolay empati kurabilecek bir kadın antrenörle çalışmaları çok yararlı olacağını, başarıların gelmesinde önemli katkısı olacağını söylüyor. Yarışlara fiziksel hazırlık kadar psikolojik (mental) hazırlık da çok önemli. Kadın sporcularımız bu konuda yalnız kalıyorlar.

0 14

Sporcu sayısının artması için, kürek sporunun okul sporları içinde daha etkin olması gerekiyor diyor. Puan usulü bölgesel yarışlarla okullar arası lig olabilir diyor. Yerel kulüpler, okul taramaları yapıyor ve yetenekli çocukları kürek sporuna kanalize etmeye çalışıyorlar ama bu sporun çok küçük bir bölgeye sıkışık kalmasına sebep oluyor. Oysa ki 3 tarafı denizlerle çevrili, pek çok baraj ve gölü olan bir ülkede yaşamaktayız. Küçük kulüplerde kadın sporcuyla erkek sporcu ayrımı yapılmamaktadır, çalışan ve hak eden sporculara aynı kıymet verilirken, büyük kulüplerde bunun tersine erkek hegemonyasının hakim olduğu görülüyor. Kulüplerde kadın sporcu sayısının az olması, 8 tek gibi büyük teknelerde yarışacak kadın takımının oluşamamasına neden oluyor. Federasyonun bir çalıştay yaparak kadın sporcu sayısının artırmayı gündeme alması ve hedef koyması gerekiyor.  Kulüplerin yerel yönetimlerle ve Milli Eğitim ile iş birliği halinde olması, kürek sporunun tanıtılması, özellikle kadın sporcular için cazip hale getirilmesi önemli. Seyir imkanına açık olan deniz kıyıları etkinlik alanı olarak değerlendirilmelidir. Federasyonun bu konuda kulüplere destek vermesi, düzenlenecek yarışları faaliyet programına alması gerekir. Kürek yarışları sadece Sapanca’da değil, denize kıyısı olan tüm kulüplerin antrenman alanlarında yapılabilir. Yerel yönetimlerden de ayrıca uygun yarış yerleri ayarlamaları istenebilir.

Elif bunları anlatırken, düşünüyorum da, Türkiye’de iş yaşamının nerede ise her alanında kadınlar benzer sorunları yaşamaktalar. Kadın inşaat, makina veya gemi mühendisi çalıştırmayı düşünen iş veren yok denecek kadar az. Şantiye veya tersanede kadın görünce hala öcü gördüğünü sananlar var maalesef. Belki tüm işyerlerine kadın-erkek eşit sayıda eleman alınması üzerine bir yönetmelik çıkarılmalı veya teşvik sunulmalı.
Amatör sporlarda sporcu ve sponsor sayısının artması için sporun görünür olması gerekiyor. Bunun için neler yapabilirdik diye soruyorum yine Elif’e. Daha önceleri teknelerle seyircilerin gelip yarış seyrettiği bir spor iken şu an sporcuların ailelerinin bile gelmediği bir spor. Seyirci sayısı yurtdışında ki yarışlarda köprülerden caddelerden taşarken, biz de yok denecek kadar az.
-Yarışlar seyircinin kolayca ulaşamadığı lokasyonlarda yapılmakta, 500m lik seyirlik ve görsel anlamda seyircinin daha kolay takip edebildiği sprint yarışlarını Maltepe, İzmit, Haliç gibi ulaşım ve seyir kolaylığı olan yerlerde düzenlemekte fayda var. Böylelikle ilgi ve merakın canlı tutulması sağlanacaktır. Master Kürekçiler Derneğinin (Maskuder) kurulmasının bunun için faydalı olacağına inanıyorum diyor Elif. Bu tip yarışların organizasyonlarını, ekipman eksiklerini ve sporun yaygınlaşmasında adımlar atılmasında faydası olacak diyor. Özellikle kadın katılımının artması için önümüzde ki yıl kadın sporculara dikkat çekmek için 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Gününde sadece kadın sporcuların ve kadın hakemlerin katılacağı bir organizasyon düzenlemek ile ilgili bir hayali var.
Ben de hemen heveslenip hayalini kurmaya başlıyorum tabii.
0 12

Antropologlar, kadınların sosyal hayatta erkeklerin gerisinde kalmış olma sebebini kollektif çalışmalara fiziksel imkansızlıklar nedeni ile ancak 20. yüzyılda başlamış olmalarına bağlıyorlar. Şimdi kadın küreğini ön plana almak için kadın kürekçilerin bir araya gelme zamanı. Ekonomiyi veya pandemiyi bahane etmeden yola devam etmek gerek.

Kadınların mental olarak daha iyi kürekçiler olduklarını düşünüyorum. Her hangi bir spor branşında bir çok kadın sporcu arasında tek bir erkek sporcu olarak bir şampiyonaya gidebilen bu gücü gösterebilecek bir erkek hiç duymadım bugüne kadar. Ama Elif Lermi Bekdemir vardı. Bunun nasıl bir güç olduğunu umarım hissettirebilmişimdir.
Kadın gücün kendisidir. Olgunluğa sahip, sakin, dengeyi tutan ve tebessümü koruyan, cesareti bitmeyen güçtür. Kadınlar kendilerinde ki bu gücü farkına vardıklarında,  bu gücünü eline aldığında bereketin tanrıçası, bilgeliğin adı olduğunu anladığında içinde bulunduğu toplum da kendiliğinden koşar adım medeniyet basamaklarını atlamaya başlıyor.
Kadın ailede dümeni tutan hamla pozisyonundaki kürekçi gibidir bana sorarsanız. Ritmi tutar, dengeyi tutar ve ekibi bir arada tutar. Yetiştirirken kızlarımızı bu önemli göreve hazırlayarak yetiştirelim, bilge olsunlar, aydınlık olsunlar, sakin olsunlar, son küreğe, son nefese kadar güçlü olsunlar. Aydınlığa giden yolda bu şekilde ilerlemek mümkündür. O güc hali hazırda doğuştan kadın yüreğinde vardır. Yeter ki gücü olumlu olarak kullanma cesareti ve öz güveni verebilmeyi başaralım. Gerisi kendiliğinden gelmeye başlayacaktır.
Bu özel günde bize toplumumuzda kadınların da bir birey olarak her alanda var olmaları için ilk ve en önemli adımları atan Atatürk’ü anmadan geçebilmemiz mümkün değil. Onun sayesinde bugün kadınlarımız pek çok imkana 100 yıl öncesine göre daha kolaylıkla ulaşabilme imkanı bulabiliyorlar. Bu vizyon sayesinde Dünyanın ilk kadın savaş pilotunu Sabiha Gökçen’i yetiştiren ülkemiz, kadın küreğinde de en yüksek uluslararası platformda madalya alabilecek potansiyele sahiptir. Yeter ki vizyonumuza ve hedefimize alalım.
cff408d8 2e84 4148 a144 2926f97e4546
 Behice Aslıhan Dizdaroğlu tarafından gönderilmiştir.  https://hayalrotanizda.blogspot.com/  Yazı:Behice Aslıhan Dizdaroğlu© Copyright

 

Son Eklenenler
- Reklam -

Yazarlar

Avatar photo
26 HABERLER
Avatar photo
16 HABERLER
Avatar photo
40 HABERLER
Avatar photo
20 HABERLER
Avatar photo
8 HABERLER
Avatar photo
76 HABERLER
Avatar photo
14 HABERLER
Avatar photo
165 HABERLER
Avatar photo
197 HABERLER
Avatar photo
21 HABERLER
Avatar photo
15 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
12 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
9 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
1015 HABERLER
- Reklam -

Çok Okunanlar