Kanlıca Boğaziçi’nde Bir Köy; F. Selim Ramazanoğlu‘nun İlk Kitabı ”Kanlıca Boğaziçi’nde Bir Köy” Yakında Kitapçılarda.
KANLICA BOĞAZİÇİ’NDE BİR KÖY
Kendi ailesine neredeyse 200 yıllık bir yaşam alanı sağlayan bu yere karşı hissetmiş olduğu vefa borcunun yanında, artık yok olmaya yüz tutan köklü bir kültürel geleneğin yarınlara aktarılabilmesi çabasıyla, kitabın hazırlanması çalışmalarına 13 yıl önce başlamıştır. Aslında birikimleri sadece kendi yaşamı ve ailesinden geriye kalan dokümanlar ile kısıtlı ve sınırlı değildir. Bu projeyi tüm Kanlıcalılar desteklemiş, şu veya bu şekilde katılmış, sayısız belge ve görsel malzeme ile içeriğinin son derece zenginleşmesini sağlamışlardır.
“Kanlıca Boğaziçi’nde Bir Köy” eseri iki ciltten oluşmaktadır. İlk ciltte Kanlıca ve Boğaziçi coğrafyası, Kanlıca’nın yerleşim dokusu, tarihi ve sosyolojik yapısı yer almaktadır. İkinci ciltte Kanlıca’da bulunan tarihsel önemli yapılar, yalılar ve yalı kültürü, kasır ve köşkler, bunların yanında, Kanlıca için önemli su yapıları yer almaktadır.
1. Cilt içinde, Kanlıca coğrafyası, içinde bulunduğu Boğaziçi ile birlikte ele alınmıştır. Topografyası, jeolojik yapısı, iklim özellikleri ve bu bölgede yaşayan hayvan türleri ile bitki dokusu incelenmiştir. Yerleşim dokusu, sahil şeridi, mahalle, cadde ve sokaklar olmak üzere detaylı bir şekilde bu ciltte yer almaktadır. Kanlıca’nın deniz ulaşımındaki önemi, burada meydana gelen kazalar ve günümüzde önemini kaybetmiş de olsa, Kanlıca tarihinin ayrılmaz bir parçası olan ‘taş iskeleler’ gibi önemli bazı mimari ayrıntılara yer verilmiştir.
Kanlıca Tarihçesi bölümünde Kanlıca’nın isimleri dışında Antik Çağ, Bizans, Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet’ten günümüze kadar gelen süreç, son birkaç yüzyıllık döneme ait tarihi, belgelerle birlikte incelenmiştir.
2. Cilt, ağırlıklı olarak Kanlıca’nın mimari karakteri üzerinedir. Önemli kamusal yapıların tarihleri ve mimari özellikleri bir arada anlatılmaktadır. Kanlıca denilince ilk akla gelen sivil mimarinin en önemli örneklerinden olan yalılar, sadece günümüzdeki durumlarıyla değil, günümüze ulaşamamış eski yapı özellikleriyle de kitapta yer almıştır. Hemen hemen her yalı, üzerinde bulunduğu arazinin sahip olduğu ilk yapıdan başlayarak günümüze doğru kronolojik bir sıra dâhilinde ele alınmış ve anlatılmıştır. Bu anlatılar arşiv belgeleri, mimari çizimler, yalıda yaşayan insanların bilgi ve hatıraları ile zenginleştirilmiştir. Kitapta, özellikle son yüzyılın ortalarından sonra mimari ve kültürel bakımdan olumsuz yönde hızla değişen özgün yaşam biçimi ele alınmış ve sorgulanmıştır.