Yazar Hakkında
Rampa İstiyoruz - 1. Bölüm
Türkiye de yaşayan amatör denizcilerimizin tüm sahillerde ücretsiz halka açık beton yapay rampalardan, şahsi araçlarıyla römork üzeri taşıdıkları tekneleri denize alıp, atmaya o yararlanacakları günleri hasretle bekliyorlar.
‘’Dedim, dedim de..................... Ahhhh, ahhhh keşke demez olaydım...!
‘’Şimdide indirecek yer bulamıyorum iyi mi? Bulamadığım gibi bir de her limanda inerken ayrı, çıkarken ayrı bedel ödemek zoruma gidiyor az da değil birkaç yüz liradan bahsediyorum. Bazen liman görevlisi, bazen kooperatif yetkilisi. Şu koca güzelim memleketimde koca dört deniz var eeeee... Biz şimdi nasıl denizlere kavuşacağız, nasıl amatör denizci olacağız böyle?
‘’Hani denizci bir toplum olmak için denize özendirileceğinden bahsediliyor orda burada ahkâm kesiyorlar ama gel gelelim teknemi aracımla rahat bir manevra yapıp sakin liman içinde beton bir rıhtımdan ve tabiî ki denizin içine doğru eğimle inen bir beton rampadan nasıl indirebileceğim? Şöyle halka açık herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir yer yok ki ...!
-‘’Hiç istemiyorum ama, satsam mı diye kara, kara düşünmeye başladım.....
Evet, denizci dostlar bu sözler hiç birimize yabancı değil hatta hepimizin içini yıllardır amatör denizciliğimizi, denizcilerimizi sekteye uğratan ve bizi kemiren bir sorun. Yazıldı çizildi bazı meclislerde fakat hiçbir gelişme kaydedilemedi, üstü örtülü sessizliğini hala koruyor.
Maalesef stresli ekmeğin peşinde koşan şehir hayatı yaşayan bizler hakkımız değil mi biraz keyif ile denize kavuşmanın en ekonomik yollarından biri olsun da, bizim olsun diyebilmek. Minimum ölçüde, minimum imkânlarla denize çıkabilmek, denizin tüm olanaklarından istifade edebilmek, oltamıza takılmış akşam eve bir tava balığımızı ailece oturup yiyebilmek, yaz sezonunda sakin ve temiz bir yerde ailece dostlarla denize keyifle girebilmek hakkımız değil mi?
İşte tüm bunlar minimum ekonomimizi elimize aldığımızda hayalimizde yaşattığımız deniz macerasının da en başıdır. En basit denize kavuşma metodu aracımızın bagajında rahat bir şekilde taşıyacağımız çanta içindeki kürekli bir bot bizi karadan dert sıkıntılardan başka diyarlara taşıyacak bir soluktur.
Denizi yaşamak için illaki koca motorlu kamaralı teknelere sahip olmakla gerekmez, şişirilebilir veya fiber olsun çeşitli seçeneklerle deniz de olabilmek için bot, kano, sörf hatta yelken, jet ski yapmak istediğimizde motor kullanmadan idare edilebilen pirat, optimist, lazer gibi pek çok seçenek olduğunu veya motorlu fiber tekne çeşitlerini de araştırdığımızda görüyoruz.
(Motor ihtiyacı olmadan kullanıma uygun yelkenliler, yetişkinler, çocuklar, gençler için böyle RAMPA lar olsa halka açık isteyen dilediği gibi ücretsiz yararlanabilse... )
(YAPAY BETON RAMPA , bot, kano optimist, laser, jetski, gibi pek çok deniz aracını güvenle indirip, bindirebileceğiniz yegane noktadır.)
(ŞİŞME BOT kullananlar bilirler ki şişir, indir, taşı, katla bu yorucu taşıma külfetinden kurtulmak için pasif taşıma yöntemlerini ararlar, böyle araç üzeri taşıma gibi. )
(Kim istemez römorku ile yelkenlisini istediği yere taşıyıp halka açık ücretsiz bir RAMPA’DAN indirmek)
( İşte size 8,00 metrelik seyyar salmalı römork üzeri yatınız.)
Aracımızın arkasında ruhsatımıza işli çeki demiri ile 750 kiloya kadar sınır ile römorkunuzu ruhsata işletme zorunluluğu olmadan kullanımınıza amade. Sahiller kayalık, iri çakıl, kum, yosun bazen sert başlayan biraz ilerleyince cıvık bir halde iken bulunduğumuz sahillerde indirecek yer bulunamayabiliniyor. Kimi deniz hemen derinleşiyor, kimi dalgalı oluyor ve benzeri normal aracı bırakın 4x4 araçla bile sahile geri, geri girip çıkmak bazen mümkün olmuyor.
( Doğal RAMPA gibi görünen sahiller felaketiniz olabilir. Keşke ücretsiz halka açık bir RAMPA olsaydı.)
Fakat tüm bu güzel hayallerin ardından bizi bekleyen büyük bir engel var. Tekne park alanı ve RAMPA
Diyenler olacak ‘’Yahu bir sürü koy ve doğal sahil var buralardan indirsinler.’’
Tamam, var ama uygun sert zeminli dalgasız, sakin bir doğal rampa yeri bulmak hele ki aracımızla uygun manevra yapıp tekne ve römorku suya kavuşturmak her sahilden her kıyıdan mümkün değil, öyle o kadar da basit değil. Kumluk sahiller denize yaklaştıkça zeminde çöküntüler, balçıklaşmalar olmakta bazen gevşek iri yatay çakıllı sahiller kıyıya 10 metre, 20 metre kala her çeşit araçla zemine gömülebilmektedir. Sonrası hal böyle olunca iptidai yöntemlerle kurtulmak için mücadele gelir.
Yüzümüzü ülkemizin ötesine çevirdiğimizde hemen, hemen yurt dışında pek çok örneğini gördüğümüz her şehir, her liman ve barınakta amatör denizciler için ücretsiz halkın yararlanabileceği güzel rampalar mevcut. Hatta öyle ki birkaç aracın yan yana rampadan deniz araçlarını indirebileceği rahat manevra yapacağı ve hatta indirdikten sonra sancak, iskele aborda yanaşıp iskelesinden ailesini rahat binebilmesi için iskeleler var.
( Her denizci bakarken özenir bu tabloya. Neden bizim denizlerimiz, göllerimiz, kanallarımızda olmasın. İstemez misiniz? )
(Yurt dışında halka açık dev bir RAMPA aynı anda kaç tekne iner sizce?)
(İsteyen teknesini rafta tutar ücretini öder, işletmeler RAMPA hizmetini ücretsiz sunabilir. Bugün arka bahçesinde römorklu teknesini, dolabındaki şişme botu ve motorunu ücretsiz bu tür RAMPAlarda kullanabilmeli.)
Güzel ülkemizin dört bir yanı deniz olmasına rağmen denizden hala kopuk yaşamaya devam ediyoruz.
İstanbul’da, İzmir’de, Karadeniz sahillerinde ve nice kentlerimizde insanlar deniz ile iç içe mi yaşıyor gerçekten?
Sadece karadan denize bakabileceği gözünü denizden ayırmadan yiyip, içeceği, çekirdek çıtlayacağı, dinlenebileceği manzara seyredip hayallere dalacağı yerler dışında, hakikaten denizde deniz üzerinde zamanını, hobilerini, sporunu sosyal manada gezilerini, dalışını, yelkeni, su kayağını, sörfü, kano yapmayı, botunu şişirip arabasını sıfır yanaştırıp aynı gün hemen oracıkta yıkayıp katlayıp evine götüreceği bir yer, göl olsun deniz olsun böyle olanaklar maalesef ki yok. Gölü, barajı, kanalı, denizi olan tüm şehirlerde amatör denizci denizcilerimizin tamamı limandan, belediyeden ve idarelerden alacağı ücretsiz kullanım hakkı ile bu yapay rampadan yararlanmasını sağlamalı. Bizi ve toplumumuzu, yeni yetişenleri, yeni bir yaşam biçimi deniz kültürüne daha fazla aşina olabilmeyi yaşayabilmeyi olanak sağlayacak en kolay yoldur.
HALKA AÇIK, RAMPAMIZI İSTİYORUZ....
(İstanbul da muhtelif tesis içinde kalan birkaç yapay rampa dan biri)
Ama genel sorun şu: Türkiye’nin sadece kıyılarına mahsus değil. Barajıyla, gölüyle, kanalıyla her il, ilçesinde halkın yararlanabileceği spor ve hobileri ile denizcilik kültürünün gelişiminin sağlanabileceği her türlü su sporlarının gerek su altı gerek su üstü yapılabilmesine olanak sağlayabilecek tesislere ivedi ihtiyacımız var.
Kilometrelerce doldurulan sahillerimizde yapay cepler, yapay rampalar ve su sporlarına uygun projelendirilmiş merkezler ile denizciliğimize daha fazla katkı sağlayacağı düzgün, düzenli bir sistem oluşacak. Yıllardır içinde tekne sahibi olabilme ukdesi ile yaşayan denize çıkabileceği, o günü hayal ederek yaşayan denizcimiz düşündüğünüzden bile çok fazla. Bu hayal kuran denizci adaylarımız da sahip olabilecekleri kayıklarını artık denizde yüzdürebilsinler.
Böyle kurulacak tesislerin verdiği bakım, onarım, eğitim, rekreasyon merkezi ile tekne park alanları ardından zaten RAMPA hizmeti ücretsiz hale de gelmelidir.
NEDEN DENİZ SEVERLERE AMATÖR DENİZCİLERE BÖYLE BİR İMKÂN VERMİYORSUNUZ?
İstanbul’da Anadolu ve Avrupa yakasında bir uçtan, bir uca geniş kıyı dolgusu barınak ve marinaları saymasak kilometrelerce genişçe kayalık bir alan var. Hemen yanı yürüyüş yolu, muhtelif banklar ardından yeşil alan ve park bahçelerin peyzaj alanları aralara serpiştirilmiş spor noktaları var. Burada yürüyen bizler daima denize bakıp bakıp iç çekiyoruz.
Hâlbuki bu noktalar doldurulan yapay yerler bu upuzun sahil dolgusu yapılırken hakim dalga ve rüzgar hesaba katılarak ‘’L ‘’ şeklinde ‘’C ‘’ şeklinde çeşitli amatör denizciler için girintiler olabilseydi pek güzel olurdu tabiî ki. Hem su sporlarına olanak sağlayabilecek hem de ücretsiz rampa ve tekne park alanları ile denizcilerimize derman olurdu. Tüm marinalar, barınaklar hınca hınç dolu. Artık deniz taşıtı almak ikinci planda, öncelikle teknenize yer bulmalısınız ki tekne alabilesiniz....!
Üstelik amatör denizcilik öyle zannedildiği gibi sadece zenginlerin yaptığı bir şey değil ki bu gün ikinci el bir bot motor birkaç bin liraya bulmak mümkün. Hatta şişirilebilir bir kano yarısından daha az. Hadi gittik aldık bir kano, bu hafta sonu indirecek bir yer arayalım birlikte, nerede şişireceğiz nereden indireceğiz? Hadi bakalım.
Türkiye de para birimi Türk Lirası ama marinalarda değil. İtina ile özenerek tekneler, yelkenliler birkaç yıl içinde aldığınız teknenin bedeli kadar ödeme yaptığınızda canınıza tak eder ve tekneyi satmaya kadar bir süreç başlar. Hâlbuki her semt önünde dört mevsim tekne park alanı ve rampa olmuş olsa her bütçeye göre deniz aracı sayısı ve amatör denizcilerimiz bir o kadar artacak.
(İSTANBUL - Kadıköy Kurbağalı dere’ de RAMPA ancak su yüzeyinde rampa eğimi bitip dik duvar suyun zeminine inmekte ve önü tekne bağlı. Böyle bir rampa dan nasıl tekne veya römork indirilebilir ki sizce?)
(LİMBO MARİN - Denizcilik tarafından ülkemiz amatör denizcileri için tasarlanıp minimum masrafla tekne sahip olabilme düşüncesiyle ürettiği Cat 650 serisi römork ile kullanılabilen örnek teknelerden biri)
(Romörklü 650 CAT teknesi amatör denizcilerimizin minimum ekonomilerini düşünerek marinalara bağlı kalmadan kullanabilecekleri özgür bir tasarım.)
(İstanbul’ da özel tesis içi ücretli yapay rampa )
Tabi ki her denizci ve denizci adayının hayali beklentisi her şehir de halka açık 7 gün / 24saat / 365 gün yararlanabileceği, istediği gibi teknesini indirip kaldırabileceği yapay rampa ihtiyacıdır.
Amatör denizcilerimizin kanayan yarası römorklu tekne sahipleri ve henüz yeni almak isteyenlerin yazacağı birkaç satırı vardır.
Hadi buyurun işte tam zamanı, tam sırası.
Bir sonraki yazı dizimde görüşmek üzere sağlıcakla kalın...
Ömür ATİLA ( denizci & mimar ) araştırmacı yazar
İlk Yorum Yazan Siz Olun