İklim ve Çevresel Faktörlerin Hareketlilik Üzerindeki Etkileri
Schneider Electric’in desteğiyle, Türkiye Bilişim Vakfı tarafından Be Node Research çatısı altında yayımlanan yeni rapor, iklim değişikliğinin Türkiye ve yakın coğrafyasındaki insan hareketliliği üzerindeki çok katmanlı etkilerini gözler önüne seriyor. Rapor, artan sıcaklıklar, su stresi ve tarımsal verimdeki düşüş gibi çevresel baskıların, iç göçü tetiklerken aynı zamanda kırsal ve kentsel alanlarda yeni kırılganlıklar yarattığını vurguluyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Prof. Dr. Tuba Bircan’ın kaleme aldığı çalışma, IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6) senaryolarına dayalı projeksiyonlar, ulusal istatistikler ve sosyal araştırma bulgularını bir araya getirerek, Türkiye’nin gelecekteki demografik ve sosyal dinamiklerini anlamak için stratejik bir yol haritası sunuyor. Rapor, iklimsel baskıların kentlere yönelik nüfus akışını artırarak altyapı üzerinde yeni baskılar oluşturduğunu, aynı zamanda yaşlılar ve engelliler gibi gruplar için “zorunlu hareketsizlik” adı verilen yeni bir sosyal risk alanı doğurduğunu belirtiyor.
Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı İsmail Yamangil, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu değerli rapor, iklim değişikliğinin toplumsal etkilerinin ne denli çok katmanlı olduğunu gözler önüne seriyor. Schneider Electric olarak, bu tür bilimsel analizlerin yalnızca bugünü anlamakla kalmayıp, geleceğe yönelik stratejik adımlar atmak için de kritik olduğuna inanıyoruz.
Raporda ele alınan iklimsel hareketlilik, özellikle büyük şehirlerde artan göçle birlikte altyapı sistemlerinin zorlanması, kaynakların kullanım biçiminin değişmesi ve göç eden toplulukların yaşadığı erişim sorunları gibi çok katmanlı bir tabloyu ortaya koyuyor. Bu noktada, Türkiye’nin iklim değişikliğinin getireceği zorluklara karşı daha dirençli ve hazırlıklı hale gelmesine katkı sağlamak bizim için de büyük bir sorumluluk. Uzun süredir merkezine kaynakların verimli kullanımını, döngüsel ekonomiyi ve dijitalleşmeyi alan iş modelimiz, çözüm ve hizmetlerimiz ile katkı sunabileceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin geleceğine ışık tutan bu önemli çalışmanın bir parçası olmaktan memnuniyet duyuyoruz.”
Rapor, Türkiye’nin iklim değişikliği karşısında proaktif bir rol üstlenmesi tüm paydaşlarla birlikte ortak akılla hareket etmeye ve senaryo temelli planlama araçlarını benimsemeye davet ediyor.
Detaylı rapora linkten
Schneider Electric Hakkında
Schneider’in amacı herkesin enerji ve kaynaklardan en iyi şekilde faydalanmasına yardımcı olmak, süreçleri ve sürdürülebilirliği ilişkilendirerek etki yaratmaktır. Schneider Electric’te biz buna Life Is On diyoruz.
Misyonumuz, Sürdürülebilirlik ve Verimlilikte güvenilir iş ortağınız olmaktır.
Elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalleşme alanlarındaki dünya lideri uzmanlığımızı akıllı endüstrilere, dayanıklı altyapılara, geleceğe dönük veri merkezlerine, akıllı binalara ve yapılara taşıyan küresel bir endüstriyel teknoloji lideriyiz. Uzmanlığımızla desteklenmiş bağlantılı ürünler, otomasyon, yazılım ve hizmetlerle entegre, uçtan uca yaşam döngüsüne sahip yapay zeka destekli Endüstriyel IoT çözümleri sunarak, müşterilerimiz için karlı büyüme sağlamak üzere dijital ikizler sağlıyoruz.
Müşterilerimizin ve paydaşlarımızın yanında, 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren 150.000 çalışanımız ve bir milyondan fazla iş ortağımızdan oluşan ekosistemimiz ile insan değerlerine odaklı bir şirketiz. Herkes için sürdürülebilir bir gelecek inşa etme amacımızın rehberliğinde yaptığımız her işte, çeşitliliği ve kapsayıcılığı benimsiyoruz.
Önceki Haber