İstanbul’da Deniz Ulaşımının Tarihsel Gelişimi; 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar, kent içinde ulaşım yaya olarak ya da kayıkla yapılıyordu. İlk düzenli kayık seferlerinin 1565 yılında başlamış olduğu ve 18. yüzyıl sonunda limana kayıtlı kayık sayısının dört bine ulaşmış olduğu biliniyor.
İstanbul’da Deniz Ulaşımının Tarihsel Gelişimi
19. yüzyılın ikinci yarısına kadar, kent içinde ulaşım yaya olarak ya da kayıkla yapılıyordu. İlk düzenli kayık seferlerinin 1565 yılında başlamış olduğu ve 18. yüzyıl sonunda limana kayıtlı kayık sayısının dört bine ulaşmış olduğu biliniyor. Denizyolunda yolculuk süreleri, kara ulaşımına göre daha kısaydı ve faytona binmek 1825 yılına kadar yalnızca padişaha tanınmış bir ayrıcalıktı.
İstanbul’a gelen ilk buharlı gemi, İkinci Mahmut için 1829 yılında getirilen ve halkın BUĞU adını verdiği SWIFT vapurudur. Bunu SAYİR ve KEBİR izlemiş; 1838 yılında F. Rodhes adlı Amerikalı bir gemi inşa mühendisinin gözetiminde MESİR-İ BAHRİ İstanbul Tersanesi’nde inşa edilmiştir. 1837’den itibaren Rus ve İngilizlere ait birer geminin, günümüz charter seferlerine benzer şekilde Boğaz’da çalıştıklarını görüyoruz.
Dönemin Osmanlı yönetimi, Boğaziçi’nde yabancı gemilerin çalışmasını hoş karşılamadığından 1844 yılında Hazine-i Hassa Vapurları İdaresi kurulmuş; devlete ait HÜMAPERVAZ vapuru, bu işe tahsis edilerek Köprü-İstinye arasında işletilmeye başlanmıştır.
Bu oluşumun doğurduğu fikir, Şirket-i Hayriye’nin 1850 yılında devrin Sadaret Müsteşarı Keçecizade Fuat Paşa ve Ahmet Cevdet Paşa’nın öncülüğünde kurulması ile sonuçlanan gelişmelere yol açmıştır.
”Ülke için hayırlı bir girişim” olarak görüldüğü için Şirket-i Hayriye adını alan kuruluşun sermayesi, Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın adeta zorlamasıyla katılan Osmanlı üst yöneticileri ve bazı Galata bankerlerinin sahip oldukları 2.000 paydan oluşmaktadır.
Bunlardan 100 adedi Padişah’a, 50 adedi Valide Sultan’a ait olup; geri kalan paylar diğer ortaklar arasında bölüşülmüştür. Şirket-i Hayriye’nin 25 yıllık işletme imtiyazının Boğaziçi ile sınırlı tutulmuş olması, Hazine-i Hassa İdaresi ile şirket arasında kendiliğinden bir iş bölümü doğurmuştur; İdare, faaliyetini Sirkeci ile Yeşilköy, Adalar ve Pendik arasında oluşturduğu hatlara kaydırmıştır. Şirket-i Hayriye’ye ilk gemiler Tersane-i Amire’den tahsis edilmiş; 1851 yılında Londra’ya sipariş edilen sekiz geminin dördü 1854 yılında gelerek çalışmaya başlamıştır. Şirketin esas gelişmesi 1866 yılında müdürlüğe getirilen Hüseyin Haki Efendi zamanında olmuştur.
Bu dönemde ilk olarak SÜRAT, TERAKKİ, SEYYAR ve TAYYAR vapurları ile SUHULET’e ek olarak SAHİLBEND ve MEYMENET adlı araba vapurları satın alınmış; Sirkeci, Kabataş ve Üsküdar’da iskeleler yapılarak Kabataş-Üsküdar araba vapuru seferleri başlatılmıştır. Halktan gelen talep üzerine MİRGÜN, ATİK ve BÜYÜKDERE vapurları ile Adalar hattı açılmıştır.
1902 yılında sipariş edilen ilk uskurlu (pervaneli) gemiler TARZ-I NEVİN ve DİLNİŞİN 1905’de çalışmaya başlamıştır.
Öte yandan ”Osmanlı’ya yarar sağlayan” anlamına gelen Fevaid-i Osmaniye’ye dönüşmüş olan Hazine-i Hassa İdaresi, Tersane-i Amire’den devraldığı gemilere ek olark satın aldığı 14’ü yandan çarklı, 4’ü uskurlu 18 gemi ile bir yandan Üsküdar, Kadıköy ve Adalar hatlarında çalışırken; diğer yandan Tekirgağ, Bandırma, Gelibolu, Gemlik, İzmit, İzmir, Samsun, Trabzon, Varna ve Selanik hatlarında yük ve yolcu taşıyordu. 1870 yılında Fevaid-i Osmaniye’nin yerini İdare-i Aziziye almış, 1878’de lağvedilmesiyle de İdare-i Mahsusa kurulmuştur.
Bu şirket de 1910 yılında Osmanlı Seyr ü Sefain İdaresi’ne dönüştürülmüştür. Fransa’dan KADIKÖY, MODA ve BURGAZ gemileri ile Almanya’dan KINALIADA, PENDİK, MALTEPE gemilerinin satın alınması bu dönemde olmuştur. O dönemde kentiçi yolcu taşımacılığı yapan diğer bir kuruluş da 20. yüzyıl başlarında kurulup, 1913’de işletme imtiyazını İtalyanlara devreden Haliç Vapur Şirketi’dir.
Cumhuriyet dönemine geldiğimizde, Osmanlı Seyr ü Sefain İdaresi’nin yerine, 1923 yılında Türkiye Seyr ü Sefain İdaresi’nin kurulmuş olduğunu görüyoruz. Bu idare 1933’de Akay ve Denizyolları ile Fabrika ve Havuzlar Müdürlüğü olmak üzere üç bölüme ayrılmış; 1939 yılında Devlet Denizyolları İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün kurulması ile Akay işletmesine ait Marmara hatları bu müdürlüğe devredilmiştir.
Yolcu sayısındaki düşüş nedeniyle 1935 yılında faaliyetini durduran ve tüm mal varlığına Belediye’ce el konan Haliç Vapur Şirketi de 1941 yılında bu yeni müdürlüğe bağlanmıştır. 1944 yılında Devlet Denizyolları ve Limanları İşletmesi Genel Müdürlüğü adını alan idareye bir yıl sonra 94 yıllık faaliyetine son vererek Şirket-i Hayriye’nin de katılmasıyla tüm kentiçi deniz ulaşım hatlarının tek elde toplanması sağlanmıştır.
18 rüsum tonilatonun altındaki küçük dolmuş motorlarıyla yapılan taşımacılığı bir yana bırakırsak; kentiçi deniz ulaşımı, İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce 1987’de faaliyete geçirilmesine kadar çeşitli biçim ve ad değişikliklerinden sonra, günümüzde Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne bağlı olarak çalışan ve Şehir Hatları İşletmesi Müdürlüğü adı altında kent deniz ulaşımı yapılmaktadır.