Yelkenli Tekne Sahiplerine Faydalı Öneriler(4)
ANA YELKEN TRİMİ
Ana yelkenin trimini yaparken, aşağıda denizcilik terminolojisine göre isimleri verilen yelken bölümleri kullanılır.
Ana Yelken İskotası(Main sheet): Bumbayı ana yelken arabasına bağlayan, yelkenin tekneyle olan açısının ayarlanmasına yardımcı olan halat.
Ana Yelken Arabası(Traveller): Ana yelken bumbasının arka kısmının altında kalacak şekilde, güvertedeki veya havuzluktaki uygun bir yere iskele-sancak yönünde monte edilmiş olan bir ray üzerinde hareket eden, tekerlekli mekanizma. Yelkenin tekneyle olan açısının ayarlanmasında kullanılır.
Pupa Palangası(Boom vang): Bumbanın yukarı-aşağı hareketinin ayarlanmasında kullanılan, bumbayı aşağıya çeken palanga sistemi. Balançina ile zıt hareket yapılarak kullanılır.
Balançina/Mantilya(Topping Lift): Bumbayı en gerideki ucundan direğin tepesine doğru çekerek kaldıran halat. Bumbanın yukarı-aşağı hareketinin ayarlanmasında kullanılan, bumbayı yukarı kaldıran, bumbayı taşıyan halat. Bumba ile zıt hareket yapılarak kullanılır.
Kanigam(Cunningham)Halatı: Ana yelkenin orsa yakasının (direk tarafındaki kısmının) aşağı doğru gerilmesini veya gevşek bırakılmasını sağlayan halat. Arka yaka halatı ile birlikte kullanılır. Kanigam halatı çok çekilip, yelkenin orsa yakası gerildiğinde oluşan dikine potluğun giderilmesi için arka yaka halatı da gerilmelidir.
Arka Yaka/Alt Yaka/Altabaşo Halatı(Outhaul): Ana yelkenin güngörmez yakasının bumba ile birleşen köşesinin(clew), bumbanın en gerideki noktası ile arasındaki mesafeyi ayarlayan trim düzeneği. Ana yelkenin güngörmez yakasının en gerideki noktasının gerilmesini veya gevşek bırakılmasını sağlayarak, yelkenin torunu ayarlayan halat. Kanigam halatı ile birlikte kullanılır. arka yaka halatı çok çekildiğinde oluşan yatay potlukların giderilmesi için, kanigam halatı da gerilmelidir.
Ana Yelken Mandarı(Main Halyard): Direğin en tepesine kadar ana yelkenin çekilebilmesi için kullanılan makara sistemi.
Kıç ıstralya(Backstay): Direkle teknenin kıçı arasında gergin bir şekilde bulunan, çekildiğinde direği kıç kısma doğru eğebilen tel.
Ana yelken bumbasının yukarı veya aşağıya kaldırılması ve yelkenin arka yakasının ve direğe yakın taraftaki kanigam halatının gerdirilmesi veya gevşetilmesi ile ana yelkenin bombeleşmesi veya düzleşmesi sağlanır. Bumba palangası aşağıya doğru çekilip, balançina halatı gevşetilip, bumba eğildiğinde ve arka yaka çekildiğinde yelkenin bombesi azalır.
Orsa seyirde ana yelken arabası yaklaşık olarak ortaya, teknenin omurgası hizasına getirilir, ana yelken iskotası tekne kasılma ve yana kayma yapmayacak kadar gerilir. Hafif ve normal şiddetteki(17 knot ve altı) bir rüzgarda, ana yelken torunun arkada olması istenir. Torun arttırılması için, ana yelkenin arka yakasını geren halat, gevşetilir. Eğer yelkenin orsa yakasında potluk oluşmuşsa, kanigam halatı da potluk geçinceye kadar gevşetilir. Bu durumda rüzgarın etkisi ile yelkenin arka kısmı bombe yapar. Orsa seyirde teknenin rüzgar üstüne daha iyi girmesi için, yelkenin ağırlık noktasının arkaya ve aynı zamanda aşağıya ve inmesi istenir. Bunun için bumba aşağıya indirilir. Bumbayı aşağıya indirmek için bumbayı yukarı doğru çeken balançina halatının gevşetilip, bumbayı aşağıya doğru çeken pupa palangasının gerilmesi gerekir. Yarış teknelerinde direk de kıç tarafa doğru eğilir.
Orsa seyirlerde özellikle 12 knotun altındaki hafif havalarda, ana yelkenin merkeze çok çekilmesi sonrasında tekne kasılarak, yavaşlar ve hatta tekne belirlediği rotasına paralel olarak rüzgar altına doğru kaymaya başlar. Bunun olmaması ve teknenin yana doğru kaymadan, sadece ileri doğru gidebilmesi için, ana yelken iskotasının biraz salınması gerekir. 12 knotun altındaki hafif havalarda orsa seyirde teknenin yeterince hareketlenmesi için, teknenin başının hafifçe açılması, dar apaza geçilmesi, daha sonra orsa seyire geçilmesi önerilir.
Orsa seyirde, rüzgarın şiddetinin artması nedeniyle, teknenin 150-170’den fazla yatması/bayılması sonucunda, seyir konforu azalır, teknede bulunanların denize düşme riski artar ve teknenin rüzgar alan yüksekliği azaldığı için hızı yavaşlar. Bunun engellenmesi için 4 yöntem vardır;
1) Tekneyi yatıracak kadar rüzgarın artması halinde yelken arabası merkeze yakın tutularak, bumba yukarı kaldırılıp, yelkenin üst kısmına bir miktar büküm(twist) verilip, yelkenin üst kısmından kontrollü olarak hava kaçmasına izin verilir. Doğru trim için, yelkenin güngörmez yakasındaki kurdelelerin denize paralel olması gerekir. Orsa seyirde teknenin başının açılmaması için, fazla büküm verilmez.
2) Rüzgar daha da şiddetlenirse ve teknenin eğimi artarsa, aynı büküm(twist) korunur durumdayken, ana yelken arabası rüzgar altına getirilir.
3) Rüzgar tekneyi yatıracak kadar artınca, bumba yukarı kaldırılmadan, ana yelken arabası rüzgar altına doğru açılıp, gerektiği kadar iskota halatı boşlanıp, yelkenin tekneye yaptığı açı arttırılarak, kontrollü olarak havanın alttan kaçmasına izin verilir.
4) Teknenin kafası açılarak, dar apaz seyire geçilir. Bu durumda iskota bir miktar boşlanır veya ana yelken arabası rüzgar altına getirilir. Bu sayede, teknenin yatmasının istenenden fazla açıda olması engellenmiş olur. Dalgalı denizlerde yelkene büküm verilmesi tercih edilir. Eğer yelkene az büküm verilirse, ağırlık merkezi arkada olacağı için, tekne rüzgar üstüne orsalama eğilimindedir, büküm fazla verilirse, bu defa ağırlık merkezi öne kayacağı için tekne başını açar. Bu bilgi doğrultusunda, hafif rüzgarlı havalarda, orsa seyirde az büküm verilerek, hem yelkenin yatması engellenir, hem de tekne orsa seyiri daha iyi yapabilir. Çok daha sert havalarda bu sefer bumba rüzgar altına çekilerek bir miktar daha hava kaçırılarak, teknenin yatması engellenir. Apaz seyirlerde büküm miktarı arttırılır.
Orsa seyirde büküm
Apaz seyirde büküm
Fotoğraflar kaynak: https://www.slideshare.net/galeforcesailing/sail-trim-and-balance-fundamental sayfa 43, 44
Orsa seyirde hava sertleştiğinde(17 knot üzeri), teknenin yatmasının engellenmesi için yelkenin torunun azaltılması gerekir. Sert havalarda orsa seyir yapmak için ana yelken mümkün olduğunca gergin hale getirilir. Yelkenin gerilmesi için yelkenin arka yakasının ve kanigam halatının da çekilerek yelkenin her yönden gerilmesi gerekir. Ayrıca yelkene büküm yapılmayacaksa, bumbayı yukarı doğru çeken balançina halatının gevşetilip, bumbayı aşağıya doğru çeken pupa palangasının da bumbayı aşağıya çekecek şekilde gerilmesi gerekir. Doğru trim için ana yelken üzerindeki tüycüklere ve yelkenin arka yakasındaki kurdelelere bakılıp, denize paralel olduklarının görülmesi gerekir.
Ana yelkenin gergin olmasına rağmen, rüzgar şiddeti arttıkça, orsa seyirde yatma açısı 150-170’ye gelene kadar araba merkezde tutulur. Ancak, teknenin istenenden daha fazla eğilmesi halinde, yatma açısının korunması için, ilk başta ya büküm yapılır, ya da ana yelken arabası, rüzgar altına doğru açılır. Hava çok sertleştiğinde ana yelken boyu küçültülmelidir. Furling yelkenlerde yelken bumbaya veya direğe sarılarak yelken küçültülürken, klasik yelkenlerde yelkendeki delik ve kancalar vasıtası ile mandar halatı gevşetilerek, yelken boyutu istenen şekilde daha küçük boyuta gelinceye kadar indirilir. Genellikle klasik yelkenlerde 2 kademe bulunur. Bu işleme camadan atmak denir. Yelken boyunun azaltılması için tekne rüzgara döndürülüp, yarışta değilseniz motor çalıştırılıp, rüzgara doğru teknenin stabil olması için otopilot devreye sokulmalıdır. Furling yelkenlerde bumbanın tekneye paralel ve merkezde kımıldamayacak şekilde stabil olması, sarılan yelkenin pot yapmaması için çok önemlidir. Bumbanın tekneye tam paralel olması için pupa palangası halatına önceden yapılmış işaret kullanılmalıdır.
Dar apaz seyirde arabanın rüzgar altına açılması yeterli olurken, apaz ve geniş apaz seyirde teknenin başının açılması için, ana yelkenin ağırlık merkezinin öne veya ortaya gelmesi ve tor verilmesi istenir. Yelken arka yakası halatı gevşetilip, yelkenin potluk yapmaması için, orsa yakasının alt kısmını geren kanigam halatının da gevşetilmesi ile yekenin alt kısmına tor verilir. İlave olarak bumba yukarı kaldırılarak, yelkenin orta kısmına da tor verilerek, ağırlık merkezi ortaya taşınmış olur.
Dar apaz, apa ve geniş apaz seyirlerde ana yelken, tekne açısına göre rüzgar altına doğru açılmalıdır. Örneğin, rüzgarın 900 ile geldiği apaz seyirde yelkenlerin tekne ile 450 yapması gerekir. Örneğin 1350’lik veya 150’lik geniş apaz seyirde de, yelkenin 750-900 açılması gerekir. Bunun olabilmesi için, arabaların rüzgar altına getirilmesi ve ana yelken iskotasının gevşetilmesi gerekir.
Pupa seyirlerde yarışçılar genellikle hedef pupa şamandırasına doğru ilerlerken, rüzgarı tam arkalarından, 1800 olarak alırlar. Rüzgarı teknenin tam arkasından aldığınızda, zahiri rüzgarın emiş gücü olmayacağı, teknenin baş tarafından gelen rüzgar negatif etki yapacağı için, hızınız yavaşlayacaktır. Pupa şamandırasına doğru yapacağınız seyirde, teknenizin başını pupa şamandırası yönünden uzaklaştırarak, rüzgarın geliş açısını geniş apaza çevirip, güzergahı uzatıp, daha hızlı seyir yaparak, rakiplerinize karşı avantaj kazanabilirsiniz. Örneğin 10 knot hızla esen bir rüzgarda pupa seyirde 5 knot hız yapıyorsanız, sizin yelkenlerinize, teknenize gelen zahiri rüzgarınız 5 knot iken, teknenizin açısını 135-1450’ye yöneltmeniz halinde, teknenizin zahiri rüzgarının açısı, teknenizin merkez omurga hattına göre 670-720 olacaktır. Bu açı rüzgar gülüne bakılarak anlaşılır. Buna göre asimetrik balon, cenova ve ana yelkenlerinizin rüzgarın itme kuvvetine ilave olarak emme kuvvetinden de faydalanması için omurga hattına göre açısı 670-720 olarak ayarlanmalıdır. Bu durumda, yelkeninizde rüzgarın itme kuvvetine ilave olarak rüzgarın emiş gücü de oluşacaktır. Bu durumda, tam pupa seyirdeki hızınızdan 1-2 knot daha da hızlanabilirsiniz. Bu planlamayı, pupa şamandırasına en kısa sürede ulaşabilmek için pusulanın hangi derecesinde ne kadar mesafede seyir yapacağınızı önceden belirlemenizi ve rüzgara göre doğru açıda seyir yapmanızı öneririm. Rüzgarı arkanızdan aldığınız pupa ve geniş apaz seyirde rüzgarın hızına göre teknenizin rüzgara olan açısını doğru ayarlamanız, sizi rakiplerinize göre öne geçirecektir. Bunun için eğer teknenizde rüzgar hız göstergeniz yoksa, portatif el tipi anemometre(rüzgar ölçer) kullanabilirsiniz. Gerçek rüzgar hızı 12 knota kadar ise, rüzgarı teknenize 1350-1450 açı ile almalısınız. Eğer rüzgar hızı 12-20 knot arasında ise, rüzgarı teknenize 1500-1600’den almalısınız. Eğer rüzgarın hızı 20 knot üzerindeyse de, rüzgarı yine 1500-1600 açı ile almalısınız. Balon yelkeni idare edemeyecek şiddetteki bir rüzgarda balon yelken indirilmelidir.
Eğer tek başınıza tüm yelken trim işlemlerini, yelken ayarlarını yapacaksanız, otopilot, çok büyük yardımcınız olacaktır. Her seferinde otopilot ile seyri sabitleştirip, yelkenlerin trimlerini (ince ayarlarını) yapabilirsiniz. Seyir sırasında sert havalarda yelkenle uğraşırken dalgalar nedeniyle teknenin önünü iyi bir şekilde göremeyebilirsiniz. Bu durumda harita üzerinde gerçek denizdeki kayalıkları, fenerleri, şamandraları, tekneleri, gemileri gösterebilen bir radar ekranı işinizi çok kolaylaştıracaktır. Tekneyi oto pilota almadan önce çevrede herhangi bir tehlike olmadığını gördükten sonra söz konusu trim işlerini güvenli bir şekilde yapabilirsiniz. Bu sayede tek başınıza bir ekibin yaptığı işi yapabileceksiniz.
YELKEN YARIŞLARI
Bildiğiniz gibi, gerçek yarış tekneleri oldukça hafif ve hızlıdır; yarış-gezi yelkenli tekneleri nispeten daha ağırdır ve yelkenleri daha küçüktür. Yatlarda onedesign(tek tip) yarışlar olmakla beraber, çoğunlukla farklı boyut ve hızlardaki teknelerin birlikte eşit koşullarda yarışabilmelerinin sağlanması için, IRC sınıflandırmasına göre yapılan değerlendirmeler sonucunda, handikaplı, daha yavaş teknelerle, hızlı tekneler düzeltilmiş zamanlarla eşitlenmeye çalışılır. Örneğin daha hızlı olup, daha kısa sürede yarışı tamamlamış, ancak handikap oranı yüksek olan yelkenli tekne, zaman düzeltmesi yapıldıktan sonra, ikinci olabilmektedir.
Bazen de bazı yarışlarda, IRC sınıflandırması olmaksızın, kategori dışında yarışmak da mümkündür. Yarış talimatlarına göre IRC kategorilerine göre katılımlarına izin verilen tekneler, sınıflarına göre, ayrı ayrı dereceler kazanma şansına da sahiptir. O yüzden yarışlara girmekten çekinmemelisiniz. Yelken yarışlarına uygun olduğunu düşündüğünüz bir gezi tekneniz varsa, arkadaşlarınızla ekip kurarak, yarışlara hazırlanabilirsiniz.
Yarışta başarının %50’si iyi bir çıkışa bağlıdır. Bununla ilgili olarak, internetteki yabancı antrenörlerin yarış taktiklerini izlemenizi ve bu taktikleri denizde uygulamanızı öneriyorum. https://www.virtualregatta.com/en/ sitesindeki online yarışlara katılabilirsiniz. Ülkemizde de bu esailing yarışları yapılmaktadır. Türkiye Yeleken Federasyonu web sitesinden( https://www.tyf.org.tr/home/esailing/ ) bilgi alabilirsiniz.
Yarış parkurları farklı olabilmektedir; ancak farklı yarış parkurları olsa da, mutlaka bir şekilde start hattı ve orsa şamandırası olmaktadır. Bunun için yeterli rüzgarın olduğu havalarda, deniz trafiğinin olmadığı uygun bir yer bulup, start için 3 şişme şamandıra+bot, rüzgarın estiği yönde orsa şamandırası için 1 adet şişme yarış şamandırasını uçlarına çapa bağlayarak denize bırakıp, kendinize küçük bir yarış parkuru oluşturabilirsiniz. Servis botunuz’u yarış hakem komitesi botu yapabilirsiniz. Böyle bir parkur için izin almanız gerekip gerekmediğini öğrenmelisiniz. En azından sahil güvenlikle görüşüp, sözlü onay alabilirsiniz. Gerçek yarışta, start anında kısıtlı alanda manevra yapmak zorunda kalacağınız için, start yerinde olan bir hakem komite teknesi ve tekne sayısına göre mesafesi ayarlanmış bir şamandıra yerine, aralarında 100m mesafe olan, birbirine 10m mesafeli 2’şerli şamandırayı denize bırakıp, kendinize özgü bir yarış antreman parkuru oluşturmanızı öneriyorum. Orsa şamandıranızı, rüzgarın estiği yönde, yaklaşık 1 mil mesafeye koyup, gerçek yarışta olduğu gibi, yarış saatinizi veya chartplotterınızdaki yarış geri sayım kronometresini açarak, yarış sırasında teknelerle dolu start hattında yaklaşık 10m’lik bir boşluk bulduğunuzda, bu boşluktan zamanında çıkma çalışmaları yapabilirsiniz. Farklı yönlerden start hattına girerek, sancak veya iskele tarafındaki 10m’lik aralıklardan, şamandıralara değmeden zamanında geçmeye çalışmalısınız. Rüzgarın değişimine göre zaman zaman 100m ilerideki şamandıra çiftinin içinden geçmeye de çalışarak, bir bakıma yarış start anını canlandırabilirsiniz. Start çalışmalarını mükemmel oluncaya kadar tekrarladıktan sonra, orsa seyirde rüzgarın değişimlerine göre tramola çalışmaları da yapmanızı öneriyorum. Yarış startı ve orsa seyirde yeterince başarılı olmanız için chartplotterı kullanmanızı, rüzgarın değişimine göre her seferinde doğru zamanda tramola atmaya alışmanızı öneriyorum. Bazı günlerde bir veya daha fazla arkadaşınızın teknesiyle beraber, gerçek üçgen veya sosis parkur da oluşturabilir, daha gerçekçi bir yarış simulasyonu da yapabilirsiniz.
Kendinizi ve ekibinizi yarışlara yeterince hazırladıktan sonra, TAYK’a (http://www.tayk.org.tr) teknenizin incelenmesi ve sınıflandırılması için başvuruda bulunmalısınız. Alacağınız puan ne kadar düşükse, sizin için daha çok avantaj olacaktır. Teknenize koyduğunuz ilave yükleri (akü, klima, jeneratör, daha büyük motor ağırlık farkı, tüp, yangın tüpleri, ilave çapa zinciri, vb.) de bildirerek, handikap oranınızın asgari seviyede olmasını sağlamalısınız. Yarışa girmek için teknenize TYF (https://www.tyf.org.tr) tahsis kuralları çerçevesinde bir yelken numarası almalı ve yelkenlerinize bu numaraları koymalısınız. Yarış ekibinizdeki tüm yarışmacılara TYF’den doğrudan başvuru yaparak veya bir kulüp aracılığı ile sporcu lisansı çıkartmalısınız (Sadece bir yarış için geçici lisans da çıkartılıp, yarışalıbilinmektedir). Daha sonra yarışları takip edip başvuruda bulunmalısınız. Yarış ekibiniz yoksa, yelken kulüpleri veya TAYK sitesindeki havuzdaki yelkencilerle tanışıp, ekibinizi oluşturabilirsiniz. Ekip uyumu çok önemlidir. Ekibinizin zaman zaman karada da güç ve dayanıklılık antremanları yapması gerekecektir. Bunun için teknedeki pozisyonlarına ve yaptıkları işlere göre ekibin antreman yapmasını öneririm.
Yarış start videolarından da görebileceğiniz gibi yarış teknelerinde usturmaçalar sökülmüş halde yarışılır. Yarış talimatlarında aksi bir talimat yoksa, ustalaşıncaya kadar karmaşanın içine sokacağınız teknenizin hasar görmesini istemiyorsanız, yarış start anında usturmaçalarınızı kaldırmamanızı, karmaşa geçtikten sonra usturmaçalarınızı kaldırmanızı öneriyorum. Ustalaştıktan sonra usturmaçasız yarışa katılabilirsiniz. Start anında ve şamandıra dönüşlerinde çatışmayı engellemek için bir kişinin teknenin pruvasında olup, dümenciyi yönlendirmesini ve teknenin baş omuzluğuna kamera koymanızı öneririm.
Uluslararası ve TYF yarış kurallarını, geçiş üstünlüklerini, yarış talimatlarını çok iyi öğrenmenizi ve uygulamanızı öneriyorum. Aksi bir yarış talimatı yoksa, yarış sırasında başka teknelere yaptığınız uyarılarınızı megafonla yapmanızı öneriyorum. Yarış sırasında, nasılsa benim üstünlüğüm var, ben sancak yol diye bağırdım, ben sancak kontra gidiyorum, iskele kontradaki yelkenli tekne bana yol vermek zorunda diye çatışmaya, çarpışmaya neden olacak seyirlerden kaçınmanızı, daha sonra bu yanlış seyri yapan tekneyi kurallar çerçevesinde protesto etmenizi öneriyorum. Bunun için yarışları 2 adet kamera ile kayıt altına almalısınız.
Yarış parkurunda yarışan teknelerin bir kısmının rüzgar yönünün değişimine göre anında tepki göstermeyip, yanlış seyirde gitmeye devam ettiklerini görebilirsiniz. Bu tekneler, teknolojiyi kullanmayan teknelerdir. Eğer rüzgarın teknenize geldiği açıyı gösteren bir chartplotterınız varsa, yarışlarda mutlaka bu bilgilere göre teknenizi yönlendirmenizi öneririm.
Asgari ve azami ekip sayısı yarış talimatlarında genellikle yer alır. Genellikle asgari ekipteki yarışmacı sayısı 3, azami ekipteki yarışmacı sayısı IRC sertifikasındaki kişi sayısı veya 1 fazlasıdır. Bazı yarışlarda destek sınıflarının da yarışlara katılmasına izin verilir. Bu sınıflara azami yarışmacı sayı limiti konulmayabilir. Eğer önceden tüm hızlar ve seyirler için gerekli trimlerle ilgili olarak işaretlemeleri yaptıysanız, aslında 2 kişi bile teknenizi yarışta başarılı olmanız için yeterli olacaktır. ancak 3’üncü bir kişidümenci ile birlikte çevre teknelerin pozisyonlarına, rüzgar yönüne bakarak dümenciyi yönlendirirse, cenova ve balon yelkende yardımcı olursa faydalı olacaktır. Bu yüzden bir gezi teknesinin yarışabilmesi için ideal sayı bence 3 kişidir. Yine de siz bilirsiniz, yaptığınız antremanlar da 3 kişinin yetmeyeceğini görürseniz, ekip sayısını arttırabilirsiniz.
Yarışlarda balon basmadaki karışıklıklar, sorunlar yarışın gidişatını etkileyebilir. Balon basmak için pratik kılıf kullanmanızı öneriyorum. Kolaylıkla bir kişi bu aparat ile balon yelkeni açıp, kapayabilir duruma gelebilmektedir.( https://atninc.com/atn-spinnaker-sleeve.shtml ) Yarıştaki hava koşullarını önceden hava tahmin raporlarından öğrenip, yelken donanımlarınızı olası rüzgar şiddetine göre ayarlamalısınız. Uzun süreli yelken yarışları için değişen rüzgar koşullarına göre farklı yelkenleri hazır bulundurmalısınız. Denizde hızlı yelken değişimi için de antreman yapmalısınız.
Dünyadaki yarışlarda bir çok üst düzey yarış teknesi (https://www.persicomarine.com/america-cup.html) artık foiler kanatçıkları kullanmaktadır. Bu sayede teknelerin gövdeleri deniz üzerine çıkmakta yana yatma sorunu çözülmekte, yarış tekneleri çok daha yüksek hızlara adeta uçarak, erişebilmektedir. sbssystem.com.br sitesindeki ürün sonradan monte edilen foiler ile belki teknenin yatma sorunu çözülerek, teknenize hız kazandırılabilir. Ancak bu eklentinin teknenizin boyutuna uygun dayanıklılıkta olup olmayacağı ve handikap puanınızı arttırıp arttırmayacağının öğrenilmesi gerekir.
YELKENLİ TEKNEDE GÜVENLİK VE DÜZEN
Teknenize binen yolculara kısa bir güvenlik eğitimi vermeli, teknedeyken mutlaka bir yerlere tutunarak yürüme yöntemi öğretilmeli, tramola ve kavançe sırasında bumbanın yolculara çarpmaması, halatlara dolanılmaması, seyir halindeyken teknenin yana yatması sırasında düşülmemesi için, rüzgar üstünde durulması, nerelerde nasıl durulması gerektiği tecrübesiz yolculara gösterilmeli, tüm yolculara seyir halindeyken kendiliğinden şişen can yeleği giydirilmeli, yalnız seyahat ediliyorken veya sert havalarda emniyet kemeri kullanılmalıdır. Tramola ve kavançe öncesinde dümende duran kişi yolcuları alesta(hazırlan) tramola/aleste kavançe diyerek uyarmalı, sonra tramola veya kavançe diye tam dönüş zamanında uyarıyı yenilemelidir. Yalnız seyahat edilmesi halinde, çevredeki gemilere alarm sinyali gönderen ve bulunulan yeri işaret edebilen, AIS MOB cihazı (AIS:Automatic Identification System, MOB:Man overboard) cihazı takılı can yeleği kullanılmalıdır. Sert havalarda orsa seyir sırasında teknenin yatması sırasında rahatsız olabilecek yolcuların olması halinde, ana yelkenin veya teknenin rüzgara olan açısı arttırılarak, teknenin fazla yatması engellenmelidir. Yolcuların dalgalardan daha az rahatsız olmaları için mümkün olduğunca teknenin hızı arttırılmalıdır. Teknede yolcu yokken(Belki de atraksiyon olsun diye, yolcular varken), seyir halindeki tekneden denize usturmaça veya can yeleği atarak, denize adam düştüğünde nasıl alınması gerektiği ile ilgili antremanlar yapmalısınız. Bu antremanlar, denize adam düşmesi halinde, çok işinize yarayacaktır.
Yelkenle seyir yapılırken ilk iş, denize adam düştü diye bağırarak, chartplottera bağlı acil manoverboard tuşuna basmak olacaktır. Bu sırada bir kişi denize düşen kişiyi gözden kaybetmeyecek şekilde izlemelidir. Önce teknenin başı biraz rüzgar altına doğru açıldıktan sonra rüzgar üstüne dönülerek, tramola yapılarak dönülmeli, düşen kişiyi rüzgar altı tarafına almalı, tam yaklaştıkları sırada ana yelkeni ve flok/cenova yelkenini boşlayarak tekneyi durdurmalı, ucuna halat bağlı, nal şeklindeki can yeleği veya ellerinden tutarak teknenin kıç omuz ve kıç kısmından düşen kişiyi tekneye çıkartmalı ve derhal kamaraya alarak ısınması ve ıslak kıyafetlerinin değiştirilmesi sağlanmalıdır. Bu işlem yaklaşık 1-1,5 dakika sürecek şekilde pratik kazanmış olmalısınız.
Yelkenli tekne kullanırken, yelken trimleriyle uğraşırken, mutlaka önünüze, yanlarınıza, arkanıza, bir şeylere, balıkçı teknelerine, gemilere veya diğer yelkenli teknelere çarpmamak için dikkatlice bakın. Teknenizi otomatik pilota geçirin, göremediğiniz bölümlere de bir bakın. Tekne kullanıyorken çevrenizdeki sığ yerleri, kayalıkları, şamandıraları, tekneleri, gemileri chartplotterınızdan sürekli gözlemleyin. Çevrenizde çarpışma tehlikesi oluşturacak kayalık, fener, başka bir tekne, büyük gemi, balıkçı teknesi, balıkçı barınağı var mı diye strese gireceğinize, radar ekranından radar menzili kadar olan alandaki büyüklü küçüklü tüm gemi ve tekneleri güncel harita üzerinde inceleyin. Varsa AIS cihazınıza ve radarınıza safe zone işaretleyin, özellikle kaliteli bir radarınız varsa, belirlediğiniz mesafe(örneğin 1 nm) içine bir tekne, cisim, şamandıra veya kara parçası girmişse, size alarm verecektir. AIS cihazı yalnızca AIS cihazı olan gemiler/tekneler için işinize yarayacaktır. Bu konuda radar daha güvenilirdir. Gece seyirlerinde de işe yarayan gece görüş kamerası kullanmanız, özellikle trafiğin yoğun olduğu marina girişlerinde, boğaz seyirlerinde ve küçük balıkçı teknelerinin olduğu yerlerde işinize yarayacaktır. IP 67 koruma sınıfındaki kamera, portatif olarak teknenin pruvasına su geçirmez, IP 67 özel yapım küçük bir hausing içine konulduğunda, çok büyük yardımcınız olacaktır. iPad ile veya gerekli interface sorunu çözerseniz, chartplotter ekranına kablosuz bağlantı kurarak, gündüz veya gece karanlığında yeterli netlikteki görüntü ile yelkenin kapattığı kör noktaları ve gece seyrinde gözünüzden kaçabilecek her türlü tehlikeli şamandıra, kara parçası veya tekneyi bu kamera ile kolayca görebilirsiniz. Bütçe kısıtınız yoksa, kalıcı olarak, Flir/Oscar termal kamera uyarı sistemi(9.000-33.000Euro) de kurabilirsiniz. Yurt dışından Amazon, vb. siteler aracılığı ile bütçenize uygun bir kamera araştırıp, satın alabilirsiniz.
VHF anteni, AIS için GPS anteni ve dijital kumpas/GPS cihazı antenleri ve radar anteni arasında en az 2m mesafe olacak şekilde yeterli mesafe bırakılmalıdır. Bu cihazlar çalıştıkları sırada çevreye manyetik dalga yaydıkları için bu antenleri ana yelken direğine monte etmenizi öneririm. Örneğin direğin en tepesine yıldırım engelleme cihazı ve paratoner ile rüzgar hız ölçer sensörü, yaklaşık 3ft altına VHF anteni, sonrasında yeterli mesafe bırakarak, GPS anteni, radar anteni ve elektronik pusula/GPS anteni konulabilir. Radar ve elektronik kumpas antenleri gurcataların üzerine monte edilebilir. Antenler monte edilirken, flok yelkeni engellemeyecek şekilde iskele veya sancak tarafına monte edilmelidir. Chartplotter’ın ve AIS cihazının 2 ayrı GPS anteni olmasının yedekleme açısından faydası olacaktır.
Yatan yelkenli teknede yolcuların düşebileceklerini unutmayın, teknenizi çocuklar ve yaşlı yolcular varken, mümkün olduğunca az yatırın. Yelkenli tekneye ilk defa binen çocuklar ile yelkencilikten anlamayan yolcular, can yeleklerini giymiş haldeyken havuzlukta, yukarıda kalan rüzgar üstü tarafında oturmalıdırlar. Şapkalarını uçuran çocukların üzülmemesi için teknede fazladan şapka bulundurulmalıdır.
Uzun yola çıkılmasa bile, teknede acil durumlar için yolcu sayısına uygun, yeterli miktarda, yiyecek, içecek, kraker, konserve yemekler, makarna, patates, soğan, vb. bulundurulmalıdır. Yine acil durumlar için yaz aylarında bile yolcu sayısına uygun, yağmurluk, kışlık su geçirmez kaban, bere vs. yedek olarak bulundurulmalıdır.
Seyir planı yaparken, hava tahminlerinin yanında, bulutların hareketlerine de internetten, uydu fotoğraflarından bakmanızı öneririm. Seyir güzergahınıza yağmur bulutu gelecekse, seyahatinizi erteleyin. Özellikle yazın, bulutlu ve yağmurlu havalarda mümkün olduğunca denize çıkmayın. Yazın soğuk ve sıcak cephelerin karşılaşmaları nedeniyle, yıldırım olasılığı çok yükselir. Denizde 18-20 m’lik metal bir direkle seyrettiğiniz için, denizde bulunduğunuz yere yıldırım düşecekse, yıldırımdan korunma sisteminiz yoksa, mutlaka bir paratoner gibi çalışacak olan teknenize de yıldırım düşeceğini bilin. Özellikle Kuzey Ege’de, yaz aylarında sıcak hava ve yağmur bulutlarının karşılaşması nedeniyle, şiddetli yıldırımlı havalar oluşabiliyor. Yıldırım çaktığında, sesi ile arasında geçen süreyi 300 ile çarptığınızda, sizinle olan mesafeyi tahmin edebilirsiniz. Eğer süre çok az ise, her an yıldırımın teknenize düşeceğini öngörebilirsiniz. Bu durumda, tüm elektrik sistemlerinizi sigortalarından kapatıp, motorunuzu durdurup, dümeninizi bir halat yardımı ile sabitleyip, apaz seyir yapıyorsanız sadece flok yelkenle veya orsa seyir yapıyorsanız, sadece camadan atılmış(boyutu küçültülmüş) ana yelkenle ve küçültülmüş flok yelkenle seyir yapmanızı, tekne içine geçmenizi ve yıldırım ışığı ve sesi arasındaki süre uzayıncaya kadar, dışarı çıkmamanızı öneriyorum. Teknenize yıldırım düştüğünde, muhtemelen chartplotterınız, motorunuzun çalışmasını sağlayan elektrik aksam, telsiziniz, buzdolabınız, akü şarj üniteleriniz, güneş ve rüzgar enerji sisteminiz dahil, tüm elektrik sisteminizin kartları yanacağı için, elektrik sistemlerinizin kapalı olması, sistemlerinizi koruyacaktır. Telefonlarınızı ve varsa el telsizinizi ve mobil GPS cihazınızı da kapatmanızı öneririm. Mümkün olduğunca kabin içindeyken teknenin metal ve ıslak bölümlerine dokunmamaya çalışın, kuru kalmaya çalışın. Yıldırım çakması sırasında gördüğünüz ışık ile ses arasındaki süre 7 sn üzerine çıktıysa, yıldırımın düştüğü yer ile sizin aranızdaki mesafe 2 km üzerinde demektir, bu da sistemlerinizin güvende olacağının işareti olarak kabul edilebilir. 2km’den yakın yıldırım düşmesi bile sistemlerinizi etkileyeceği için, elektrik sistemlerinizi önceden kapatmanızı öneririm. Bu yüzden marinadayken yıldırım düşmesi ve yangın riskine karşı, tekne de kimse yokken, sadece akülerin şarj sistemi, yıldırımdan korunma cihazı, alarm/kamera sistemi ve sintine pompası otomatik konumda çalışacak şekilde sistemler açık bırakılarak, diğer elektrikle çalışan tüm sistemler kapatılmalıdır.
Denizde yaşayacağınız panik, elinizi kolunuzu bağlar. Panik yapmamaya, sakince sorunlara çözüm bulmaya, streslenmemeye çalışmalısınız. Teknedeki arkadaşlarınıza bağırmadan, kibarca ve sakince, gönüllerini kırmadan gerekli talimatları vermelisiniz. Hata yapmaları halinde, kalplerini kırmamalısınız. Denizin tadını çıkartmalı, denizden, yelken seyrinden, tekne ile dolaşmaktan, yarışıyorsanız, yarıştan zevk almalısınız. Örneğin farş tahtalarını kaldırdığınızda su görebilirsiniz, hemen tadına bakıp suyun tuzlu olup olmadığına bakmalısınız. Belki de su tankı su kaçırmış da olabilir. Hemen her teknede manuel ve elektrikli sintine su drenaj pompası bulunur. Otomatik konumada ve çalışır durumda olduğundan emin olmalısınız. Her seyir öncesinde teknenin tam ortasındaki farş tahtasını kaldırarak, su sızıntısı olup olmadığını kontrol etmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Açık denize çıktığınızda 4 saatte bir bu kontrolü yapmalısınız. Su seviyesinin çok yükselmesi halinde, motorun deniz suyu emiş hortum ağzını suyu tahliye etmekte kullanabilirsiniz. Bu durumlar için yedek hortum bulundurmanızda fayda olacaktır. Önceden sökülecek hortumun yerini öğrenmenizi ve tatbikat yapmanızı öneririm. Flextape vb. su içinde bile yapışıp, 3-4 cm çapındaki delikleri bile kapatan, su kaçağını engelleyen, bantlardan almanızı öneririm. Teknenizdeki deniz suyu alan ve kaçak ihtimali olan vanaların yerlerini öğrenip, gerektiğinde su sızdıran vanayı söküp, yerine geçici ahşap konik şekilde bu iş için ahşaptan hazırlanmış tapa koymanız için gerekli yedek tapa, ingiliz anahtarı ve tokmağı teknenizde hazır bulundurmanızı öneririm. Hatta bu tapaları her vananın yanına iple bağlamanız, ihtiyaç halinde kolayca tapa bulmanıza yardımcı olabilir. Teknenizi karaya çektiğinizde su kaçırması muhtemel, eskiyen, çürüyen vanalarınızı değiştirmenizi, varsa sonar vb. cihazların bağlantı yerlerindeki O-ring contalarını değiştirmenizi öneririm.
Tekneyi karaya alırken kullanılacak kuşakların konulacağı yerler için önceden konulmuş işaretler yoksa, sizin bu işaretleri kalıcı boya ile koymanızı öneririm. Özellikle kuşağın yanlış yere konulması sonrasında teknenin pervanesi zarar görebilir.
Teknenizdeki her şey neta (Muntazam, düzgün, tertipli veya emniyetli) olmalıdır. Çapariz(Yapılmakta olan bir işin veya manevranın yapılmasını engelleyici) olabilecek her şeyden kaçınılmalıdır. Örneğin, seyir öncesinde tüm halatlar roda(halatın gamları alınıp, düzgünce sarılması) edilerek, gerekli yerlere toplu ve usulüne uygun bir şekilde kolayca açılıp, kullanılabilmek için vardavela ayaklarına (paslanmaz çelik korkuluklara), usulüne uygun olarak bağlanmalı veya teknedeki halat saklamak için özel olarak hazırlanmış yerlere konulmalıdır. Ortalıkta ayağınıza dolanacak, başınıza düşecek hiç bir şey olmamalıdır. Teknenize sadece tabanı lastik veya kauçuk kaymayan spor veya deniz ayakkabısı veya çıplak ayakla girilmeli, ayakkabı altlarını temizlemek için arap sabunlu su ile ıslatılmış ıslak bez kullanılmalıdır. Ahşap zeminin ve mobilyaların temizliği için sadece arap sabunu veya ahşap için özel üretilmiş deterjan veya cila kullanılmalı, çamaşır suyu veya deterjan kullanılmamalıdır. Denize deterjan dökülmemeli, gerekirse vakumlu elektrikli süpürge ile önceden güvertedeki giderler kapatılıp, deterjanlı su vakumlanmalıdır. Ancak bir çok denizci tik ahşap kaplama temizliği için sadece tuzlu su ve sert fırça kullanmayı tercih etmektedir. Denize çıkılıp yelken yapılan her sefer sonrasında tekne marinaya bağlandığında, güverte, halatlar ve yelkenler tuzlu sudan arındırılmak için basınçlı tatlı su ile yıkanmalıdır. Bunun için marinadaki pedestaldeki musluğun ağzına uygun ve yaklaşık 20m uzunluğunda kangallı arabaya sarılmış hortum ve hortuma bağlanan, basınçlı araba yıkama kompresörü almanızı öneririm.
Denizde yol haklarını mutlaka bilmeniz gerekir. Örneğin limana sancaktan girip, sancaktan çıkılması gerektiğini, tornistan yapan teknenin yol hakkının olduğunu, balık atan teknenin, gemi geçiş yolunda seyir yapan büyük teknelerin yol haklarının olduğunu, yelkenlinin motor yatlara göre yol hakkının olduğunu, sancak kontra gelen yelkenli teknenin, iskele kontra gelen tekneye göre yol hakkının olduğunu bilmeniz gerekir. Deniz trafiğinin olduğu gemi yollarından mümkün olduğunca uzak durmanız gerektiğini, zorunluluk olması halinde bu yolları dik keserek geçmenizi bilmeniz gerekir. Denizdeki selamlaşma kültürünü, gemilerin düdüklerinin anlamını bilmeniz gerekir.
Olası bir gaz kaçağına karşılık geceleri yatmadan önce gaz tüpünün vanasını kapatmayı alışkanlık haline getirmenizi öneriyorum.
Denizde tek başınıza seyir halindeyseniz veya teknede sizden başka tekneyi kullanabilecek kimse yoksa, her ne kadar emniyet kemeri kullanıyor olsanız bile, zaman zaman emniyet kemerinizi çıkartmanız ve bu sırada düşmeniz, olasılık dahilindedir. Bu gibi durumda kullanmak için, teknenizin arkasına 20m uzunluğunda, yüzen bir halat bırakmanızı ve cebinizde otopilotun su geçirmez kumandasını taşımanızı ve belinizde su geçirmez el telsizi taşımanızı öneriyorum. Tekneyi otomatik pilota alıp, tramola attırdığınızda tekne duracaktır. Bazı teknelerin arka kısımlarında acil merdiven de bulunmaktadır; yoksa teknenizin kıç tarafında acil durumlarda yukarı tek başına tırmanmak için halattan yapılmış acil durum merdiveni bulundurmanızı da öneriyorum. İlave olarak teknenin pruva – direk arasına bir ve direk-sancak kıç omuzluk ve direk-iskele kıç omuzluk arasına iki emniyet kuşağı koymanızı, bu kuşak üzerinde emniyet halatınızı/kuşağınızı ilerletmenizi öneririm. Dalgalı bir seyirde bu kuşaklar çok işinize yarayacaktır.
Teknenizin, üretim sınıfına göre fırtınalara dayanıklılığı bulunmaktadır. Örneğin, CE belgesi A Class olan bir yelkenli tekneniz varsa, okyanusa bile teknenizle çıkabilirsiniz demektir. Yine de tekneniz dayanıklı olsa bile, çok şiddetli havalarda denize yalnız çıkmanızı önermiyorum. Her ne kadar sert havalarda denize çıkılması önerilmese de, teknenizi ve can güvenliğinizi riske atmayacak şekilde, tecrübeli denizcilerle birlikte, sert havalara hazırlıklı olunup, antreman yapılması gerekir. Normal bir havada uzun yol yaparken, aniden hava patlayabilir, fırtınanın içinde kalabilirsiniz. Önceden sert hava tecrübeniz olursa, tek başınıza sert hava ile karşılaşırsanız, ne yapacağınızı bilirsiniz. Sert havalarda, fırtınalarda, yelkenli bir teknenin seyri çok zorlu ve riskleri yüksek olsa da, işini bilen tecrübeli bir kaptan, teknesini karaya güvenle çıkartabilir. Sizin de tek başınıza sert havalarda problem yaşamadan önce, tecrübeli denizcilerle birlikte, sert hava tecrübesi yaşamanızı ve ne yapmanız gerektiğini yaşayarak öğrenmenizi öneriyorum.
Fırtınayla karşılaşırsanız, ön hazırlık olarak herkese can yeleği giydirin, yağmurluklarınızı giyin, emniyet kemerlerinizi takın ve yakın, emniyetli bir yere bağlayın. Barometre düşmüşse, fırtına yakında geliyor demektir. Fırtına henüz gelmeden, yelkenlere camadan atılmalı veya furling ile sarılmalıdır(küçültülmelidir). Mümkünse fırtına floku takılmalı veya flok yelken fırtına floku gibi küçültülmelidir. Daha hava sakinken, kaçacağınız mümkün olan en yakın rüzgar altında kalan kuytu bir koy belirleyip, rotanızı chartplottera işaretleminizi ve hızla o rotaya yönelmenizi, öneririm. Otopilotta rota belirledikten sonra, apaz seyir yapacaksanız flok yelkenle, orsa seyir yapacaksanız, küçültülmüş ana yelken ve flok yelkenle rotanızı sabitleyip, otopilota aldıktan sonra(Otopilot firmasından, otopilotu kullanabileceğiniz maksimum rüzgar hızını öğrenmenizi, teknenizdeki otopilot fırtınada çalışamayacak kadar geri bir modelse, dümeni bağlamanızı öneririm.), hava çok şiddetliyse kabin içine kaçıp, kabin içinden tablet bilgisayarınızla rotayı ve radarınızla çevredeki tekneleri kontrol edebilirsiniz. Bilmediğiniz bir balıkçı barınağına girip, teknenizi riske atmaktansa, kuytu bir yer bulup, derinliği uygun bir yere demirlemenizi ve fırtınanın geçmesini beklemenizi öneriyorum. Örneğin, rüzgar kuzeyden esiyorsa, bir adanın veya kara parçasının güney tarafına rüzgar almayacak şekilde demirleyebileceğiniz bir yer aramanızı öneriyorum.
El telsizi, fener, motor ve servis akülerinin şarjlarının tam olduğunu görün, gerekirse motoru da çalıştırıp, hemen şarj etmeye başlayın. Deniz tutan kişiler varsa, fırtına öncesinden haplarını almasını sağlayın. Gerektiğinde dümeni bağlamak için kendinize halat ayarlayın. Fırtına öncesi bimini kapatılmalıdır. Eğer sprayhoodu uçuracak kadar şiddetli rüzgar olursa, sprayhood(siperlik) da kapatılabilir. Bütün lumbozların(pencerelerin), heçlerin(kapakların) kapalı olduğu, dolapların, çekmecelerin kilitli olduğu, etrafta düşecek malzeme bulunmadığı kontrol edilmelidir. Büyük dalgaların baş omuzluktan veya kıç omuzluktan alınmasına çalışılmalıdır. Dalgaların teknenin başına vurması alabora olmasına neden olabilir. Bu yüzden baş kısımda ağır su deposu veya malzemeler varsa bu yük azaltılmalı, gerekirse su deposu boşaltılmalıdır. Eğer dalgalar teknenize tam 900’den geliyorsa ve bu durum teknenizin güvenliğini riske ediyorsa, teknenin başını biraz orsaya çevirip, sonra geniş apaza çevirebilirsiniz veya geniş apaza çevirip, daha sonra orsaya dönebilirsiniz. Dalgaların teknenizin tam baş hizasından gelmesi durumunda da, rotanızdan sapmak istemiyorsanız, başınızı biraz rüzgar altına doğru açıp, sonra dalgadan aşağıya inerken tekrar dalgaların geldiği yöne çevirerek, dalganın etkisini azaltabilirsiniz. Örneğin sert havalarda rotanıza göre dalgaların tam 1800 olacak şekilde pupa seyri yapmaktansa, istemsiz kavançeyi engellemek ve dalgayı kıç omuzdan alabilmek için 1600-1700 pupa seyri yapabilirsiniz.
Demirlediğiniz koyun derinliği, karaya oturacak kadar sığ veya çapa zincirinizin uzunluğunun 1/5’inden fazla olmamalıdır. Teknenizi rüzgar almayan bir yerde, fakat alarga(açıkta, bağlanmadan) demirlemenizi öneriyorum. Zemin çapanın taramasına çok müsaitse, çapa tarıyorsa, o zaman kıçtan kara olarak rüzgar üstü-rüzgar altı doğrultusunda halatlar rüzgar üstünde olacak şekilde, rüzgar almayan ve gemi trafiğinin olmadığı bir koyda bulacağınız iki kayaya, uzun ve sağlam koltuk halatlarıyla teknenizi bağlamanızı ve fırtına geçinceye kadar burada beklemenizi öneriyorum. Zaten 40 knot ve üzeri havalarda marinalara giriş yapmak istesiniz de, giriş ve çıkışa izin vermemektedir. Şiddetli fırtınalarda marina veya balıkçı barınağındaki teknelere ve rıhtıma çarpma riski çok fazla olacaktır. Bu arada sandviç, içecek ve meyveleri hazırlayıp, emniyetli bir yere koyun. Fırtınanın ne kadar süreceğini bilemezsiniz, dalgalı ortamda hiç bir şey yapamazsınız. Teknedeki yangın çıkabilecek yerlere kendinden patlayan yangın tüpleri yerleştirmenizi, ilave olarak kolay ulaşılabilecek yerlere portatif yangın tüpleri koymanızı öneriyorum. Örneğin siz güvertedeyken mutfak mahali veya salon mobilyaları yanıyorken, siz dışarıdaki kolay erişebileceğiniz bir yerdeki yangın tüpü ile yangına müdahale etmelsiniz. İlave olarak yangın battaniyesi de ilk başlangıç aşamasındaki bir yangına müdahale etmede faydalı olacaktır.
YELKENLİ TEKNE İLE UZUN YOLCULUĞA ÇIKMADAN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER
Denize çıkmadan önce yapılması gereken rutin kontrolleri bir kağıda bastırıp, PVC kaplatın ve teknenin salonundaki görünen bir yere asın. Nasıl pilotların elinde bir check list varsa, sizin de böyle bir kontrol listeniz olmalı ve her denize açılmadan önce tüm bu kontrolleri bir alışkanlık haline getirmelisiniz. Deniz şakaya gelmez, hele açık denize açılacaksanız, bu kontrolleri hiç aksatmamalısınız. Uzun yolculuğa çıkarken, yanınıza alınacaklar ve market alışveriş listeleri hazırlamanız da faydalı olabilir.
Seyir sırasında gerekli olan, yaşadığınız ve seyahat etme ihtimalinizin olduğu bölgelere ait, tüm sektör(radarlı seyir kontrol merkezi), marina, sahil güvenlik ve diğer gerekli olan VHF kanallarının kanal numaralarını, gerekli liman ve balıkçı barınaklarının gerekli telefonlarını bir kağıda yazıp, PVC kaplatıp, telsizin yanındaki kolayca görülebilecek bir yere yapıştırın.
Denize çıkmadan önce, hatta evden çıkmadan önce, hava durumuna, özellikle rüzgar ve fırtına durumuna birden fazla kaynaktan bakarak, hatta tahmini bulut haritasına bakarak, yelken seyri yapacağınız süre boyunca hava durumu ile ilgili tehlike olup olmamasına göre önlem almalısınız. Gerekirse yolculuğunuzu ertelemeli veya güzergahı değiştirmelisiniz. Örneğin Marmara denizinde kuzeyden esen sert poyraz fırtınası bekleniyorsa, Çanakkale Boğazı’na, Marmara Adası üzerinden gitmek yerine, Marmara Denizi’nin kuzeyinden, kıyıya daha yakın seyrederek, daha az dalgalı, daha az rüzgarlı bir güzergahı tercih edebilirsiniz. Uzun yolculuklara çıkmadan önce, sert havalarda yakın çevrede denemeler yaparak, tecrübe kazandıktan sonra uzun yolculuğa çıkmalısınız.
Denize çıkmadan önce rotanızı, seyredeceğiniz veya teknenizi bağlayacağınız güzergahtaki deniz derinliğinin tekneniz için zararlı olup olmayacağını kontrol etmelisiniz. Sadece öylesine gezme niyetinde bile olsanız, denize çıkmadan önce yine de bir rota planınız olmalı, güzergahınızdaki derinliklere, kayalara, deniz fenerlerine, kardinallere seyir bilgisayarınızdaki harita üzerinden göz atmalısınız. Tehlikelerle dolu denizlerimizde her an uyanık olmalısınız. Tecrübesizliğiniz ve bilgisizliğiniz nedeniyle, harita okumayı bilmiyorsanız, bilmediğiniz sulardaki tehlikeli kayalıkları size gösteren kardinallerin uyarı sembollerinin, ışıklarının anlamını bilmiyorsanız, karaya oturma gibi tatsız olaylar yaşayabilirsiniz. Örneğin draftınız 2,6 m ise, Kalamış Marina önündeki veya Bostancı-Caddebostan ile Adalar arasındaki deniz altında kalan, dışarıdan farkedilmeyen ve derinliğin 1m olduğu kayaları farketmezseniz karaya oturabilirsiniz. Aslında yurt dışında tehlikeli bir kayalık varsa, bu kayalıkların dört tarafına kardinal adı verilen uyarıcı yüzer fenerler veya fenerler konulur ve gerekli uyarı yapılır. Bizde bu uyarılar genellikle bir kardinalle veya fener ile yapılır. Örneğin Kalamış Marina önündeki Fenerbahçe Öreketaşı Feneri’nin kayanın üzerinde olması ve kayalık öncesinde uyarı kardinali olmaması nedeniyle sık sık bu kayalarda kazalar olmaktadır. Belki de yüze yakın tekne bu fenerin 30-40m batısındaki kayalıklara oturmuştur. Haritalarda bu kardinallere, fenerlere bakarak, üzerindeki işaretlerden neresinden geçmemiz gerektiğini önceden görüp, rota planınızı ona göre yapmalısınız. Chartplotterlar, derinlikleri, kardinalleri, deniz fenerlerini gösteren haritalar üzerinde rota planlamasını otomatik veya manuel olarak yapabilmenizi sağlayarak, size çok yardımcı olacaktır.
Uzun yelkenli tekne yolculuğuna çıkmadan önce, yakın çevredeki kullanımlarınıza bakarak, teknenizin hangi devirde ne kadar mesafe için ne kadar mazot harcadığını test etmeli, teknenizin yakıt tüketimi hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Örneğin teknelerdeki dizel motorlar genellikle %80 devirle çalıştırıldığında %50 daha az mazot harcarlar. Rüzgar veya akıntı şiddetine göre, teknenizin ortalama olarak kaç devir ile kaç knot hız yapabileceğini, saatte kaç lt mazot harcayabileceğini tahmini olarak bilmelisiniz. Örneğin sabah çok erken yapacağınız yolculuklarda saatlik rüzgar tahminlerine bakarak da hesaplama yapmalısınız. Örneğin yazın, Marmara Denizi’nde rüzgar, genellikle saat 10:00-11:00’e doğru tatmin edici seviyelere geleceği için, bu saatlerden önce yapacağınız seyir süresince mazot harcayacağınızı ve boğazlarda sadece motorla seyir yapabileceğinizi, akıntıya karşı yapacağınız seyirlerde daha çok mazot harcayacağınızı dikkate almalısınız.
Planladığınız rotanız için hava durumu ve güzergahın akıntı durumunu da dikkate alarak, ne kadar mazot ihtiyacı olacağını planlayarak, %20 daha fazla yakıt alarak yola çıkmalısınız. Örneğin 50 lt gereken bir güzergah için 250 lt mazot almanız, 50 lt suya ihtiyacınız varken, 250lt su taşımanız, gereksiz olarak 400 kg gereksiz ağırlık taşımanıza neden olur. Yine de değişken akıntılar ve hava koşulları göz önünde bulundurularak, uzun yolculuklarda tüm depolar doldurulmalıdır.
Uzun yolculuk öncesindeki planınıza göre, acil durumları da göz önünde bulundurarak, yeterince yiyecek ve içecek almalısınız. Uzun yolculuklar için önceden belirlenmiş listeler doğrultusunda yolculuk öncesi alışverişi yapılmalıdır.
Teknenizdeki ağırlık yapabilecek, gereksiz her şeyden kurtulmalısınız. Gerektikçe, ihtiyaç oldukça ağırlık yapabilecek eşyalarınızı, malzemelerinizi tekneye getirmelisiniz. Bir boş alan bulup, gerekli gereksiz her şeyi gelişi güzel depolamamalısınız. Yarın ihtiyaç duyulduğunda depoladığınız malzeme veya alet edavatınız kolayca bulunabilecek ve teknenin yan yatması sonrasında devrilmeyecek şekilde depolama düzeni organize etmelisiniz. depoladığınız tüm malzemelerinizi, yiyeceklerinizi, plastik kaplar içinde lastik, kumaş torba veya halat ile bulundukları yere bağlayacak şekilde depolamalısınız.
Yelkenli veya motorlu tekne kullanırken, zorunlu olmadıkça, yalnız ve gece seyri yapmamalısınız. Karanlıkta bir yerlere çarpabilirsiniz, balıkçı ağlarına takılabilirsiniz, uykunuz gelip, denize düşebilirsiniz veya uyuyakalıp, dikkatiniz dağılıp, bir yere çarpabilirsiniz. Mümkün olduğunca fırtınalı havalarda tecrübesiz bir ekiple yelken yapmamalısınız. 20 knot üzerindeki rüzgarda denize yeterince tecrübelenmeden çıkmamalısınız. Yolculuk sırasında kalp krizi geçirebilirsiniz, denize düşebilirsiniz, bir yerinizi kırabilirsiniz, bayılabilirsiniz, beliniz/omurganız kitlenebilir, ateşiniz çıkabilir, mideniz bulanabilir, tekneniz devrilebilir, tekneniz su alabilir, teknenize yıldırım düşebilir, karaya oturabilirsiniz, dümen palası düşebilir, dümen halatı/teli kopabilir, telsiz bozulabilir, elektrik sistemi ve motor bozulabilir, rüzgarlı havada dingi(servis botu) ile karaya çıkmak isterken açığa sürüklenebilirsiniz, bir başka tekneye veya gemiye çarpabilirsiniz veya teknenizde yangın çıkabilir. Tüm bu aksilikler için tatbikat yapmalı, yedek sistemi oluşturmalı, ön hazırlık yapmalı, önlem almalısınız. Limandan çıkarken tahmini geliş saatinizi ailenizden birisine ve marina yetkilisine bildirmeli, gerekirse belli bir zamandan sonra gelinmediğinde, aranmanız sağlanmalıdır. Balık adamlıkta ve yelkenli tekne ile denize çıkıldığında buddy alışkanlığı vardır. Mutlaka yelken yaparken, ya karada birisi yelken yapanları izler veya birisi ile birlikte yelken yapılır. Sizi izleyebilmeleri için ailenizden birilerine cep telefonu uygulaması veya GPS ile sizi izleyebilecekleri bir sistem kurmalısınız. Mümkün olduğunca, yelkenli tekneyle uzun yola denizcilikten, yelkenden anlayan bir dostunuzla birlikte gidin derim. En basitinden, tuvalete gittiğinizde veya fazla rüzgar yediğinizde dinlenme veya uyuma ihtiyacınız olduğunda, dümende birisinin olmasının faydasını göreceksiniz.
İstanbul’dan Ege’ye veya Ege’den İstanbul’a yelkenli tekneyle yolculuk yapacaksanız, hava durumunu gözleyerek, çok şiddetli fırtınaların, yağmurun olmayacağı bir zaman aralığını seçerek, gündüz ve kısa mesafeli rotalar seçerek, geceleri limanlarda ve marinalarda konaklayacak şekilde seyir planı yapmanızı öneriyorum. İnternetiniz varsa Poseidon sitesinden ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü web sitesinden güncel hava tahminlerini öğrenebilirsiniz. Denizin ortasındaysanız ve internetiniz yoksa, Meteroloji Genel Müdürlüğü, saat başlarında 67 no.lu VHF telsiz kanalından hava durumu tahmin bilgilerini vermektedir. Belki yolculuk süreniz uzayacak, ancak kendinize gereksiz zulüm yapmayacaksınız. Söz konusu yolculuklarınızı, bu rotayı daha önce kullanmış, sizden daha tecrübeli birisi ile yapmanızı öneriyorum. Seyir planı yaparken, konaklamayı düşündüğünüz balıkçı barınağı ve marinalarla önceden görüşerek, boş yer olmayan marina veya barınakları rotanızdan çıkartmalısınız. Yine de bir yerde konaklayacaksanız, chartplotter’dan rüzgar almayan, gemilerin geçiş yolunda olmayan ve çok sığ olmayan bir koy bularak, orada demir atabilirsiniz. Seçeceğiniz barınak ve marinalarla ilgi olarak liman dip derinliklerini chartplotterınızdan kontrol ederek, ona göre konaklama yeri seçmelisiniz. Aynı zamanda internetteki yat limanları ve balıkçı barınakları ile ilgili yorumları da incelemenizi öneriyorum. Daha önce farklı rüzgarlarda uzun yolculuk yapacağınız yön doğrultusunda, yaptığınız kısa mesafeli deneme seyirleri için, teknenizin süratini bir deftere not ederseniz, hava tahmininde beklenen rüzgar hızına göre, yaklaşık olarak saatte kaç knot hızla seyredebileceğinizi ve yolculuk sürenizin yaklaşık kaç saat olacağını tahmin edebilirsiniz. Örneğin 25-30 knot rüzgarda yapacağınız açık deniz seyrinde, belki de sadece flok yelkeninizi açacaksınız veya flok ve ana yelkeni küçülterek seyir yapacaksınız veya fırtına floğu takacaksınız. Bunun denemesini yaparak, hangi şiddetteki rüzgarda ne yapmanız gerektiği ve hangi süratta seyredebildiği konusunda teknenizi yola çıkmadan önce test ederek, tecrübe kazanmanızı öneririm. Yelkeninizi hangi rüzgar hızından sonra, ne kadar kapatmanız gerektiği ile ilgili olarak daha önce yaptığınız ve hafızanıza kaydettiğiniz denemeler faydalı olacaktır. Bu tamamen, teknenizin rüzgarın hangi hızına ve yönüne göre yelkenlerinizi küçültmeden güvenli miktarda yatarak seyir yapılabildiğini gördüğünüz tecrübelerinize göre olacaktır. Eğer tekneniz şiddetli rüzgarlarda fazla yatmadan seyredebiliyorsa, yeterince güvenliyse, yelken küçültmenize gerek olmayacaktır. Örneğin rüzgarın 25 knot üzerine çıktığında yelkenlerinizi %25 kadar küçültmeniz gerektiğini veya sadece flok yelkenle seyretmeniz gerektiğini biliyorsanız, daha önce tecrübe etmişseniz, daha yelkenleri açma aşamasında yelkenlerinizi tecrübenize uygun olarak açmalısınız. Örneğin, sadece flok yelken açtığınızda, orsa seyir yapmanız zorlaşacaktır. Bunun yerine, ana yelkene camadan atarak veya furling yelkeniniz varsa, flok ve ana yelkeninizi sarıp küçülterek kullanmanız halinde, daha iyi orsa seyir yapabilirsiniz. Tekneyi daha stabil olarak kullanmanız için açık denizde sert havaya rastladığınızda önerim, teknenizin rüzgara olan açısına ve rüzgarın şiddetine göre gerekmesi halinde orsa seyir yaparken, ana yelkeni ve flok yelkeninizi küçülterek açmanızdır. Eğer örneğin İstanbul’dan Marmara Adası’na doğru kuzeydoğudan esen şiddetli poyraz nedeniyle geniş apaz seyir yapıyorsanız, sadece flok veya cenova yelkeninizi açabilirsiniz. Hatta rüzgarın şiddetine ve teknenizin boyutuna göre göre flok yelkeninizi gerekirse küçültebilirsiniz de. Ancak, Marmara Adası’ndan İstanbul’a gelirken aynı şiddette rüzgarda, bu defa flok ve ana yelkeninizi küçülterek dar apaz veya orsa seyir yapmanız, teknenizin orsaya daha iyi girmenizi sağlayacaktır.
Tekneniz A Class olup, açık denizlere uygun bir tekne değilse, chartplotterınız yoksa, çok tecrübeli birisi ile yolculuk etmenizi öneririm. Marmara Denizi’ni geçmek için yatçılar genellikle Marmara Adası’ndaki Asmalı Balıkçı Barınağı’nı tercih ederler. İstanbul ile bu balıkçı barınağı arasındaki mesafe, yaklaşık 70 deniz mili, yani teknenizin hızına göre değişmekle birlikte yaklaşık 10-12 saat kadardır. Dalgalı havalarda 10-12 saat yolculuk yapmak, oldukça yorucu olabilir. Rüzgarın sert estiği günlerde yolculuk yapmak zorundaysanız, havanın sakinleşmesini bekleyecek zamanınız yoksa, alternatif olarak, Tekirdağ konaklamalı, sonrasında Çanakkale veya Bozcaada konaklamalı güzergahı da tercih edebilirsiniz. Bu güzergah, daha uzun olmakla birlikte, daha az dalgalı ve daha az rüzgarlıdır. Profesyonel yatçılar, saat 17:00 gibi İstanbul’dan çıkıp, konaklamasız olarak, 25 saat sonra, ertesi gün saat 18:00 gibi Bozcaada’ya varırlar. Ancak bu yolculuk, size oldukça yorucu gelebilir.
Eğer sadece gündüz yolculuk yapmak istiyorsanız, rotalarınızı her seferinde yaklaşık 70-90 deniz mili uzaklıktaki veya teknenizin hızına göre, 10-12 saat mesafedeki limana ulaşacak şekilde düzenlemenizi öneriyorum. Örneğin, Marmara Adası ile Bozcaada arası yaklaşık 90 deniz milidir. Güneyden kuzeye ilerlerken Çanakkale Boğazı’nda rüzgar ve akıntıya karşı motorla seyir yapılacağı için, Bozcaada-Marmara Adası arası yolculuk, akıntının şiddetine göre değişiklik göstermekle birlikte, Marmara Adası- Bozcaada arasındaki yolculuğa göre daha fazla süre alabilir. Boğazın bazı yerlerinde, rüzgarlı havalarda, 4-6 knot akıntıya karşı motorla seyir yapılması gerekebilir. Bu yüzden kuzeye doğru seyir yapılırken, Çanakkale Boğazı, rüzgarın ve akıntının daha az olduğu, sabah vakitlerinde geçilirse, daha kolay olur. Bu durumda, belki de Çanakkale içindeki yat limanında veya draftınızın kurtardığı derinlikteki bir balıkçı barınağında konaklamak ve sonra Marmara Adasına ertesi gün gitmek daha uygun olabilir. Rüzgarın şiddetine göre, belki de kuzeye yönelerek, daha az dalga ve rüzgarın olduğu Tekirdağ konaklamalı, İstanbul güzergahını da kullanabilirsiniz. Kıyılarda sığlık yerlerin olması, balıkçı ağlarının olması ve iki yönlü gemi trafiğinin olması göz önünde bulundurularak, Çanakkale Boğazı’nı gündüz geçmenizi öneriyorum.
Uzun yolda sürekli oto pilot kullanmanız akünüzü bitirebilir. Otopilot devredeyken, teknenizin otopilotlu seyir sırasında ne kadar akım çektiğini ölçerek, akü kapasitenize göre, oto pilotu kesintisiz olarak kaç saat kullanabileceğinizin hesabını yapmanızı öneririm. Rüzgar türbinleri ve güneş panelleri uzun yollarda çok işinize yarayacaktır.
Genel olarak kanalların, boğazların orta bölümlerinde derinliğin fazla olması nedeniyle, akıntı çok güçlü olurken, kıyı kısımlarda akıntı daha azdır. Ancak, kıyılardaki tehlike oluşturabilecek sığlıklar, chartplotter haritasından incelenerek, buna uygun rota hazırlanmalıdır. Bu bilgi ışığında, Çanakkale Boğazı’ndaki hakim rüzgar ve akıntı Kuzey-Güney doğrultusunda olduğu için, Marmara Denizi’nden boğaza giriş yapıldığında, deniz trafiği sürekli izlenerek, arkadan gemi gelip gelmediği sürekli izlenip, gerektiğinde rotodan çıkılarak, teknenizin boğazın orta bölümünden güçlü akıntıyı arkaya alarak ilerlemesini öneririm. Ege Denizi’nden akıntıya karşı Çanakkale Boğazı’na giriş yapılırken, sahilin sığlık durumuna göre tehlike oluşturmayacak bölümlerinden, daha çok Avrupa yakasından kıyıya yakın olarak seyredilmelidir.
Eğer Ege sahillerinde seyredecekseniz, yanınıza acil durumlarda kullanılmak üzere 1.000 Euro ve pasaportunuzu da yanınıza almanızı öneririm. Belki Yunan adalarına turistik ziyaret yapmak isterseniz diye vize de alabilirsiniz. Acil bir durumla karşılaşırsanız ve Yunan adalarından birine sığınma ihtimali göz önünde bulundurularak, gerekmesi durumunda kullanmak için teknenizin gizli ve güvenli bir yerinde(küçük bir kasada) nakit paranız olmalı.
Yunan karasularında seyrederken, batmış bir bot veya tekne ile denize düşmüş mülteciler gördüğünüzde, hemen Türk sahil güvenliği ile irtibata geçip, mültecileri kurtardıktan sonra, Türk karasularına geçmeli, sahil güvenlik yetkililerini Türk karasularında beklemeli ve mültecileri onlara teslim etmelisiniz. Başım derde girmesin diye, denizde yüzmeye çalışan mültecileri deniz ortasında bırakmamalısınız. Mültecilerin yalvarmalarına aldanıp, sakın mültecileri Yunan adalarından birine bırakma hatasına düşmeyin. Radardan tüm yaptığınız seyirler görülmekte ve kaydedilmektedir. Bu durumda, insan kaçakçısı durumuna düşebilir, Yunan polisi tarafından hapse atılabilirsiniz.
Teknenizin altını sık sık kontrol edin, özellikle İstanbul’da yatan teknelerin altında kekamoz, midye ve yosun bağlayabilir. Scrubbis isimli pratik manuel temizlik aparatını kullanarak, teknenizin karina temizliğini denizdeyken kolayca yapabilirsiniz. Yılda bir kez teknenizi marinaya çektirerek basınçlı su ile temizletip, zehirli boyasını sürdürün. Teknenin altının deniz canlıları ile kaplanması hızınızı çok düşürecektir. Motorunuzun su alış kısmı yosunla kaplandığında motorunuz hararet yapabilir. Uzun yola çıkmadan yapacağınız tekne altı temizliği hızınızı arttıracaktır. Marinalarda bu işlem kolayca yapılmaktadır.
TEKNENİZİN KIŞLAMASI/KARAYA ÇEKİLMESİ
Yelkenli teknelerin kışlaması(kışı geçirmesi) ile ilgili aşağıda yer alan bilgileri hemen her denizci zaten bilmekte ve yapmaktadır. Ancak, belki de size yeni gelen bir fikir olabilir diye, ben yine de bir kaç öneride bulunmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, kışlamada yapılan işlemlerin üç önemli amacı vardır:
1-Teknenizi kış koşullarına, özellikle fırtınaya karşı korumak
2-Tekne içinde küf oluşumunu engellemek
3-Teknenizin ve teknenizdeki cihaz ve ekipmanların kullanım ömrünü uzatmak.
Denizde kışlama yapacaksanız, ayda iki kez teknenize gidip, kış günündeyseniz teknenizi havalandırmalı, ısıtmalı, ıslak yerleri kurulamalı, sintinenizi kontrol etmeli, ıslanmış örtü varsa değiştirmeli, tekneniz bağlı bile olsa, motorunuzu ileri geri viteste bir süre çalıştırmalısınız, bow thrusterınızı çalıştırmalısınız, yelkenlerinizi açmalı, havalandırmalısınız. Ayda bir kere bordanızı ve güvertenizi basınçlı yıkama makinesi ile temizlemelisiniz. Özellikle martılar tekneleri pisletmeyi çok severler. WD-40 pas sökücü sprey ile hareketli makaraları, metal aksamı korumalısınız. Denizcilerin tekneleri sürekli temiz ve düzenli olmalıdır. Deniz tuzunun, kirecin ve metal aksamın sürekli nemli/ıslak kalmasının aşındırıcı etkisi vardır. İşleyen demir pas tutmaz atasözünün gereğini yerine getirmelisiniz. Eliniz her zaman teknenizin üstünde olmalıdır. Sizin vaktiniz yoksa bile, bu rutin bakımları birilerine yaptırmalısınız. 25 kg ağırlıktaki yüksek basınçlı (225 bar) yıkama makinesi yaklaşık 350 euro civarındadır. Böyle bir makine almanızı öneririm. Teknenizin temizliğinde ve armanızı tuzdan arındırmanızda çok işinize yarayacaktır.
Yazın küf kokulu bir odada yatmak, salonda oturmak istemiyorsanız, kışın önleminizi almalısınız. Teknenizde küf oluşmasını önlemenin en etkili yolu, teknenizin hacmine göre doğru kapasitede seçilmiş, 220V şebeke enerjisi ile çalışan ve toplanan suyun mutfak lavabosuna drene edileceği bir nem alma cihazını salona koyup, tüm kabin ve WC kapılarını açık tutmak, zaman programlayıcısı ile aralıklarla çalıştırmak olacaktır. Buna ilave olarak, teknenizde yeterli havalandırma olacak şekilde bazı açılabilir lumboz ve heçleri aralık da bırakmanız, ortamda küf oluşmasını tamamen engelleyecektir. Eğer tekneniz elektrik alabileceğiniz bir yerde değilse, elektriksiz çalışan nem alıcılar, slikajel, tuz ve pirinçle nemi almaya çalışabilirsiniz. Ancak bir kış mevsiminde oluşabilecek nemi alabilmek için, sık sık teknenizi ziyaret edip, teknenizi havalandırmanız, ıslanan tuz ve pirinçleri değiştirmeniz, nemden ıslanan yerleri kurulamanız gerekecektir.
Fotoğraf kaynak: https:/www.youtube.com/watch?v=WIIKTq9E0pQ
http://www.northshorecanvas.net/sailboat-winter-covers.html
Havalandırma için açık bırakacağınız heç ve lumbozlardan içeriye su girmemesi ve teknenizi kış soğuklarından, kuş pisliklerinden korunması için, teknenizi neme karşı özel üretilmiş, hava geçirir, su geçirmez Dupont Tyvek veya yeterli havalandırma yerleri açılmış branda ile örtebilirsiniz.
İnternette plastik borularla nasıl yarım silindir formunda çerçeve (canvas) yapabileceğinize dair bilgileri bulabilirsiniz. Dikmelerin ve kenar bağlantılarının teknenizi çizmemesi, çökertmemesi ve rüzgardan tentenizin uçmaması için önlem almalısınız. Söz konusu tenteyi bir tenteciye branda ile de yaptırabilirsiniz.
Eğer yapacağınız koruma örtüsü içinde nem hapsolursa veya örtüden içeri sızan sular kuruyamadan teknenizde kalırsa, teknenizde küf oluşabilir. Karar tamamen sizin… Teknelerin örtülmesi, ahşap teknelerden kalan bir alışkanlıktır. Fiber tekneler ve tik kaplamalar kış koşullarına dayanıklıdır.
Teknenizin gövdesi suya dayanıklı ve osmos olmayacak bir malzemeden üretilmişse, teknenizin kışlamasını denizde yapabilirsiniz. Teknenizin karada geçireceği süre için marinaya ödeyeceğiniz ücret ile teknenizin denizde kalması halinde ödeyeceğiniz ücret de teknenizin karada kışlayıp kışlamamasında önemli bir etken olabilir.
Alacağınız önlemler, teknenizi kışın da kullanıp, kullanmayacağınıza göre değişiklik gösterebilir. Benim bu konuda bir önerim olamaz, bu tamamen sizin kararınız olacaktır. Yine de, teknenizin her sene karaya çekilip, bakım yapılması gerekmektedir.
Benim önerim, eğer kışlamayı karada yapmayacaksanız, karaya çekme işlemini sezona başlarken, Nisan-Mayıs ayında yapmanızdır. Çünkü Ekim ayında karina temizliği yaptığınızda, teknenin denizdeyken aparat ile karina temizliğini yapmamanız halinde teknenizin karinası(alt kısmı) yine yosun ve kekamozla kaplanacaktır; bu da seyir hızınızı düşürecektir. Eğer teknenizi kışın yarışlara sokacaksanız, karaya çekme ve karina temizliğini eğer ihtiyaç varsa, yılda iki kez de yapabilirsiniz. Teknenin karinası ne kadar temiz olursa, hızı o kadar artacaktır. Kullanılmayan teknenin karinası çok daha kısa sürede yosun bağlayacaktır. Kışlamayı karada yapan teknelerin karinası kuru kalacağı için, ileriki yıllarda tekne gövdesinin çürümesi, osmos (fiber tekne gövdesi içine su geçirimi) riski en az derecede olacaktır.
Yelkenli tekneniz karaya çekmeden önce veya denizde kışlama düşünülüyorsa, yapılacak ön hazırlıklar:
-Teknenizin karada olduğu süre için de sigortasının geçerli olduğundan emin olmalı, sigorta poliçesi incelenmelisiniz. Bazı sigorta firmaları kışlama süreleri ile ilgili bildirim yapma koşulunu öne sürüp, haber verilmediği için hasar anında ödeme yapmayabilirler. Karadaki hangi hasarların poliçenizde olduğu iyi incelenmelidir. Örneğin karadaki payandanın rüzgar veya kendiliğinden düşmesi sonrası teknenin devrilmesinin hasarı ödenirken, deprem nedeniyle teknenin devrilmesinin poliçede olup olmadığı, sonradan taktırılan cihazların poliçe kapsamında olup olmadığı gibi detaylar incelenmelidir. Poliçenizdeki eksik kalan gerekli düzeltmeler yapılmalıdır. Gerekirse tüm hasarları karşılayan başka bir sigorta firmasına geçilmelidir.
-WC’ler temizlenmeli. Temiz su tankı ve ısıtma, sıcaksu, soğuksu sistemi dahil, tüm borulardaki sular boşaltılmalı, pis su /gri su tankı marinada boşaltılıp, teknik servis veya tesisatçı tarafından sökülüp, karada temizlenip, yerine boş olarak takılmalıdır. Daha sonra her bir tanka musluklardan ve klozetlerden yosunlanmayı ve bakteri oluşumunu engellemek için 1’er lt kolonya dökülmesini öneriyorum. Üşengeçlik yapıp, çamaşır suyu, sirke, kolonya ile tankı bir kaç kez doldurup pis sularınızı açık denize boşaltmanızı kesinlikle önermiyorum. Boşaltacağınız pis sularınızı lütfen Turmepa atık su toplama teknelerine veya marinanın atık su boşaltım yerine verin, denizlerimizi kirletmeyin.
-Tüm kapak contaları, krom kaplamalar vazelinlenmelidir.
-Mazot tankı nem nedeniyle tankta su oluşmaması için tam olarak doldurulmalı, varsa depodaki su yakıt filtresindeki su alınmalıdır. Suyu mazota karıştıran mazot katkı maddesi konulmalıdır. Yakıt tankında su olmazsa, bakteri de üremeyecektir. Mazot tankı kapağındaki O-ring conta vazelinlenmelidir. Bakteri üremesini arttıracağı için biodizel yakıt kullanılmamalıdır.
-Motor servisi çağırılarak, gerekli bakım ve kışa hazırlık işlemleri yapılmalıdır. 600 saati geçmişse, motor kullanılmayacaksa, impeller lastiği değiştirilmemeli, kış sonrası, sezon başında değiştirilmelidir. Motor antifriz ile yıkanmalıdır.
-Kışlama öncesi uzun süre teknede kalmasını istemediğiniz değerli cihazlar, eşyalar, giysiler, yiyecekler tekne dışına çıkartılmalı ve teknenizin iç kısımları, farş tahtalarının altındaki bölümler dahil, arap sabunu ile dip bucak temizlenmelidir. Hiç bir şekilde teknede ıslak yer bırakılmamalıdır. Nem ve havasızlık, küf oluşumunun en büyük nedenidir. Bu temizlik tekne karaya çekilince de basınçlı yıkama makinesi ile de yapılabilir, ancak ağır makineyi tekneye çıkartmak sorun olabilir. Buzdolaplarının, fırının ve dolapların temizlenmesi ve kapakları kapanmayacak şekilde havlu, kağıt vb. sıkıştırılarak aralık bırakılması faydalı olacaktır. Yataklarınızı, minderlerinizi pamuklu çarşaflarla tamamen örtmenizi öneriyorum.
-Yelkenler, usturmaçalar, güverte, spreyhood, bimini, dingi botu yıkanıp, kurutulmalıdır. Yelkenleri tekne üzerinde aşama aşama açarak, arap sabunu ile fırçalayıp, yelkenlere zarar vermeyecek şekilde basıncı azaltıp, geniş açılan nozul kullanarak, basınçlı yıkama makinesi ile kendiniz de yıkayabileceğiniz gibi, bu işi yapan bir firma bulabilirseniz, dışarı da yaptırabilirsiniz. Yelkenlerinizi, sprayhoodunuzun(siperlik) ve bimininizin brandalarını temizlendikten ve hasar varsa, onarıldıktan sonra çantalarına koyup, bir kamarada da saklayabilirsiniz. Furling yelkeniniz varsa, sökmeniz zor olabilir. Bu durumda ayda iki kez rüzgarsız ve güneşli havalarda yelkenlerinizi açmalı, havalandırmalısınız. Yağmur suları biriken yelkenlerde küf oluşabilir.
-Bimini üzerinde güneş paneli varsa, sökmenize gerek olmayacaktır. Küf oluşmaması için yelkenlerinizi ve tenteleri tam kurumadan kaldırmamalısınız.
-Dingi (servis botu) motorunun benzin deposunu boşaltıp, bir kapak kadar kendi yağından koyup, tatlı su dolu bir bidonda motorunuz tamamen duruncaya kadar çalıştırmanızı, sonra da kılıfını geçirip, odalardan birine koymanızı öneririm.
-Vinçlere, chartplottera, dingiye kılıf geçirilmeli, dinginin havası indirilmeli, dingi bir kamaraya alınmalıdır. Chartplotterın, telsizin, müzik setinin çalınmasından korkuyorsanız, söktürüp, evde saklayabilirsiniz.
-Teknenin altına denizdeyken bakıp, teknenizin vinçle kaldırılması sırasında kayışların nereye konulması gerektiğini işaretlemelisiniz. Teknenin karinasındaki hız/ısı sensörü, bow thruster, sonar ve arka taraftaki pervaneye vinç kayışı gelmemelidir. Bazı marinalarda bu işlem, marina yetkilisi tarafından kayış geçirilirken yapılmaktadır.
-Motor su vanası haricindeki tüm deniz suyu alınan vanalar kapatılmalıdır. Kapatılmadan önce küresel vanalara gres yağı damlatılmalıdır. Karaya çıkıldığında motor su vanası da kapatılmalıdır.
-Tüm yelken, koltuk, vs. halatlarını söküp, yerine ucuz, kılavuz ipler/halatlar koyup, halatların uçlarına bağladığınız etiketlere suda çıkmayacak şekilde isimlerini yazdıktan sonra, tatlı su ve arap sabunu ile dingi içinde yıkayıp, kurutup, nem alma cihazı yanına koymanızı, sezon başladığında tüm halatları eski yerine bağlamanızı öneririm. Bu arada kılavuz iplerinizin rüzgarda direğe çarpmaması için bağlamanızı öneririm. Tabii ki teknenizi karaya çektiğinizde bayrağınızı da sökmelisiniz.
-Tüm makaralara, hareketli metal aksama, dişlilere WD-40 pas sökücü, koruyucu sıkmanız faydalı olacaktır. Metal aksamın paslanması önlenecektir.
-Chartplotter firmasının önerileri doğrultusunda, gerekirse radar, GPS, telsiz antenlerinin üzerlerine kılıf geçirilmeli, naylonla bağlanmalı veya direğe çıkmak size zor gelecekse, öylece bırakılmalıdır. Bu antenleri sökmeye kalkarsanız, muhtemelen sökme takma sırasında cihazlara daha çok hasar vereceksinizdir. Bu cihazlar, kış koşullarına dayanacak şekilde yapılmışlardır. Yaz güneşi, antenlerin plastik bölümlerine daha çok zarar vermektedir.
-Teknenin karada kışlayacağı veya kısa süreli bakım için üzerine oturtulacağı payanda hazırlanmalıdır. Eğer marina yetkilileri teknenize tam olarak uygun bir payanda veya beşik temin edemiyorsa, teknenizin boyutlarına uygun bir payanda veya beşik yaptırmanızı öneriyorum. (Marina yetkilileri size uygun bir payanda temin ediyorsa, yeni bir konstrüksiyon yaptırmanıza gerek olmayacaktır.) Sözkonusu konstrüksiyon ölçüsünü almak için 1 ay önceden geçici olarak tekneniz vinçle karaya alınıp, teknenizin ölçüsü alındıktan sonra, tekrar denize konulabileceği gibi, aynı özellikte karaya alınmış bir tekne üzerinde de ölçü alınabilir.
Tekne üreticinizden salmaya ne kadar yük bindirebileceğiniz, yan kısımdaki payanda dikmelerinin nerelerde olması gerektiği gibi konularında görüş almanız faydalı olacaktır. Bazı teknelerin iç kısmında çelik veya karbon-fiber profillerden kafes olduğu için, payandaların bu konstrüksiyonlara denk getirilmesi daha uygun olacaktır. Konulacak payandaların teknenin altındaki sonar, su alış/deşarj ağzı, ısı/hız sensörü, bow thruster, pervane, tutya, topaklama barası, vb bölümlere zarar vermediğinden emin olunmalıdır. Bazı teknelerde çelik veya karbon profillerden kafes olmadığı için, omurgaya yük bindirilmesi veya tekne gövdesine uygun şekilde beşik yapılması daha uygun olacaktır. Tekne boyandıktan sonra vinç ile teknenin kaldırılıp, payandaların yeri değiştirilerek, karinadaki boyanmayan yerlerin boyama işlemi de yapılmalıdır. Eğer bu payanda yerlerinin boyanma işlemi tekne suya atılırken yapılmaya çalışılırsa, payanda konulan yerlerin tam temizliği yapılamayacağı ve 2 kat boya olmayacağı için yeterli boyama yapılmamış olacaktır.
Fotoğraf kaynak https://uk.boats.com/how-to/boat-maintenance-how-to-maintain-your-boat/
Mümkün olduğunca asıl yükün, gövde yan kısımları yerine, omurgaya verilmesini öneririm.
Yelkenli tekneniz karaya çekildikten sonra yapılacaklar:
– Öncelikle tekne daha vinç askısındayken, payanda desteklerinin geldiği yerler hazır açıktayken, basınçlı su ile karina(teknenin suda kalan bölümünün) yıkaması yapılmalıdır. Tekneniz karaya çekildiğinde marina yetkililerinden onay alarak, karina temizliğinde kendinize ait 225 bar basınçla çalışan yıkama makinesini de kullanabilirsiniz, dışarıdan 500 bar basınçla yıkama yapabilen yüksek basınçlı su jeti de kiralayabilirsiniz. Bu kadar yüksek basınçla karinanızdaki eski zehirli boyayı da sökebilirsiniz. Bu durumda aynı makine, hem yosun/midye/kekamoz temizleme, hem de eski boyayı sökme işini aynı anda yapmış olacaktır. Bazı marinalarda 200 bar civarındaki basınçlı yıkama makinesi ile karina yosun/kekamoz temizlik işlemi için 100 Euro alınmaktadır. Sorun yaşamamanız için priz yerini ve priz tipini önceden öğrenip, yeterli uzunluktaki kendi uzatma kablonuzu da getirmenizi öneririm. Bazı marinalar dışarıdan usta getirmenize engel olmak için usta başına günlük ücret talep edebilmektedir. Hatta ustanızdan ISG belgesi, SGK belgesi ve allrisk sigorta da isteyebilmektedir.
Tüm midyeler ve yosunlar kurumadan önce temizlendikten sonra, kışlama karada yapılacağı için zehirli boya sürme işlemi, teknenizi denize çıkaracağınız günden bir gün öncesine ertelenmelidir.
-Teknenizin hazırlanmış olan payandaya hasarsız olarak oturtulması sağlanmalıdır. Teknenizin baş kısmını, lodosta devrilmemesi için güneybatı yönüne doğru konumlandırmanızı öneririm. Tekne kuşaklarla veya halatlarla payandalara ve kazıkla zemine bağlanmalıdır. Payandanın ahşap parçalarının tekne gövdesini çizmemesi, iz bırakmaması için gövdeye yapışmayacak, yumuşak eski halı parçası kullanabilirsiniz. Belki de önceden kestirdiğiniz halı parçalarını payandaya ip ile sabitleyebilir veya çif taraflı bant ile yapıştırabilirsiniz. Teknenin basınçlı yıkama makinesi ile karina temizliği, tekne payandalara oturtulduktan sonra da devam etmelidir.
-Yıldırımdan korunma sisteminiz varsa, bu sistemin tekneniz karadayken de çalışması için önlem almalısınız. Yıldırımdan korunma için sisteminiz yoksa, ıstralya teli ve paratonerin bağlı olduğu topraklama plakası, kalınca bir kabloyla(35mm2) toprağa çakılmış bir demir çubuğa bağlanarak, yıldırıma karşı önlem alınmalıdır.
-Motorunuzun tuzlu kalan sulu soğutma sistemi sökülerek, tatlı su bidonundan su emdirilerek motor çalıştırılıp, temizlenmelidir. İmpeller değişmeyecekse tatlı su ile temizlendikten, kurutulduktan sonra vazelinlenmeli ve tatlı su içinde bırakılmalıdır. Motor su alış vanası tatlı suyun kaçmaması için kapatılmalı, motor çalıştırma düğmesi yanına vana kapalı etiketi konulmalıdır.
-Su girmeyecek şekilde tuvalet ve kamara lumbozları aralık bırakılmalı, tüm kabin kapıları açık bırakılmalıdır.
-Elektrik hattı çekilerek, yeterli kapasitede elektrikli, zaman ayarlı nem alma cihazı konulmalıdır. Drenaj hortumu mutfağın lavabosuna yönlendirilebilir.
-Kışlama karada yapılacaksa, asıl bakım Nisan veya Mayıs ayına bırakılmalıdır. Tekneye oda parfümü sıkıp, dış kapısı kilitlenip, tüm tekne evrakları alındıktan sonra, anahtarın bir yedeği marina yetkilisine teslim edilmelidir.
Kışlama karada veya denizde yapılmış olsa da, sezona hazırlık için tekne karadayken, Nisan-Mayıs aylarında bir takım işler yapılmalıdır:
– Sezon yaklaşırken teknenin karinasındaki eski zehirli boya tamamen zımparalanarak veya çok yüksek basınçlı su jeti makinesi ile çıkartılmalıdır. Boya zehirli olduğu için önerim, kiralayacağınız 500 bar basınçla su püskürten su jeti kiralayan bir firmaya bu işi yaptırmanız olacaktır. Bu işlem öncesinde teknenizin karinasında hasar görebilecek sensörlere dikkat edilmelidir. Böyle bir imkanınız yoksa, gerçek koruma sağlayan özel filtreli maske kullanılmalı, tüm vücudu kapatacak şekilde işçilere tulum giydirilmeli ve elektrikli süpürge ile zehirli boya tozu emilmelidir. Tamamen çıkmayan eski boya arasındaki boşluklar düzgün olsun diye macun kullanılmamalı, tam temizlik yapılarak, eski boya tamamen sökülmelidir.
-Gövdedeki çatlaklar, hasarlar incelenmeli, gereken yerler onarılmalıdır. Onarım için en kaliteli malzeme kullanılmalıdır.
-Denize bağlantısı olan tüm vanaların, cihazların O-ring contaları her sezon başında mutlaka kontrol edilmeli, gerekenler değiştirilmelidir. Çürümüş, eskimiş, deniz suyu kaçırma olasılığı olan vanalar varsa, mutlaka değiştirilmelidir.
-Pervane bakımı yapılmalı, gerekli yağlama, pervaneyi temizleme, parlatma, pervaneye zehirli boya sıkılma işlemi yapılmalıdır. Salmastradan tekneye su girmemesi için gerekli kontroller ve gerekli yağ, keçe, conta, parça, vb. değişimleri uzman servis personeli tarafından yapılmalıdır.
-Vinçlerin bakımı yapılmalıdır.
-Bow thruster bakımı yapılmalıdır.
-Tüm makaralar WD-40 ile yağlanmalıdır.
-Oto pilot servis bakımı yapılmalı, gerekirse hidrolik pompa yağı değişmelidir.
-Dümen sisteminin kontrolleri yapılmalı, yağlanması gereken parçalar yağlanmalı, değişmesi gereken parçalar değişmelidir.
-Direğe çıkarak radar, GPS ve telsiz antenlerinin kılıfları çıkartılmalı, direk tepesindeki makaralara WD-40 sıkılmalı, vidalar, civatalar kontrol edilmelidir. Direğe çıkmak için çift halat, traka ve elektrikli vinç kullanılmalıdır. Bir halat çıkan kişiyi yukarı çıkartırken, diğer halat emniyet görevi görmelidir. Direğe çıkan kişi kask takmalıdır. Tekne karadayken sepetli vinç de kullanılabilir.
-Aküler ölçülerek kontrol edilmeli, akü başları gerekirse temizlenmelidir.
-Teknenin karinasında yuvarlak izler şeklinde lekeleri gördüğünüzde osmosdan şüphelenmelisiniz. Teknenizin nemini ölçtürerek osmos olup olmadığını belirlemelisiniz. Teknenin nemi belli bir oranın üstündeyse, uzman çağırılarak, gerekli önlem alınmalıdır. En iyisi, ustaların söylediklerine bakmadan, konunun uzmanına danışmaktır. Örneğin ustalar teknenizin bordasına hemen pasta cila yapmayı önerirler, 4 sene geçmeden tekneye pasta uygulanmamalıdır, teknede osmos başlangıcı varsa, teknenin nemi alınmadan jelkot kaplama yapılmamalıdır,
-Piyasa araştırması yapılarak, kaliteli bir zehirli boya satın alınmalıdır. Boya öncesinde boyanması istenmeyen yerler bantlanmalıdır. Salma ve dümen palasına 3 kat, diğer yerlere 2 kat zehirli boya sürülmelidir. Tekne denize çıkmadan hemen önce zehirli boya atılmalıdır. Eski zehirli boya kalıntıları arasındaki boşluklar macunla kapatılmadan, boya tamamen sökülüp yüzey prüssüz hale geldikten sonra, zehirli boya sürülmelidir, farklı zehirli boya kullanılacaksa, astar boya sürülmelidir, aynı boya kullanılacaksa, astar boya sürülmemelidir, seçeceğiniz zehirli boyanın markası, onarım macununun, dolgu malzemesinin, yapıştırıcının markası, zehirli boya atarken kompresör kullanılıp kullanılmaması gibi inceliklerle ilgili uzman görüşü almanızı öneririm. Örneğin yarışa girecekseniz, kullanacağınız karina kaplaması değişiklik gösterebilir. Ustalar ellerindeki malzeme ve ekipmanı kullanıp, kendilerine kolay gelen, işçilik süresini azaltan yöntemi uygulamak isteyebilirler.
-Her sene tutya(lar) (korozyon engelleyici çinko anot) oksitlenmişse değiştirilmelidir. Hiçbir şey olmamışsa, bağlantısı kontrol edilmelidir. Tutyanın boyanmaması gerekmektedir.
-Teknenin yıldırımdan korunma ve topraklama tesisatı ölçüm yapılarak kontrol edilmelidir.
-Teknenin her yeri temizlenmeli, metal aksam cilalanmalıdır.
-Teknenizin güvertesi gerçek tik kaplama ise ağaç deseni doğrultusunda bir fırça ve tuzlu su ile güvertenizi temizleyebilirsiniz. Daha şık bir görüntü istiyorsanız, önce zımparalayıp, tozunu aldıktan sonra, renksiz doğal tik yağı (Hemel vb) sürebilirsiniz. Hiç bir şekilde tik ağacınıza boya veya vernik sürülmemesi gerekir.
-Usturmaça kılıflarınız eskimişlerse, yıkadığınız halde güzel görünmüyorlarsa, yenilemenizi öneririm.
-Sezona başlarken yataklar, minderler güneşte kurutularak, havalandırılmalı, krom yüzeyler parlatılmalı, teknenin her yeri temizlenmelidir.
-Farş tahtaları sökülerek, teknenin sintinesinde biriken su tamamen temizlenmeli, hiç bir yağ, kir, ıslaklık kalmayacak şekilde temizlik yapılmalıdır.
-Zincir ırgat motorunuz kontrol edilmeli, vinci yağlanmalıdır. Çıpa zinciri 12-13m uzunluğunda branda veya naylon üzerine veya zincir locasına serilerek, halkaları kontrol edilmeli, gerekirse zincir ve çıpa galvanizciye gönderilerek, galvanizi yenilenmelidir. Çıpaya bağlanan zincir halkasında korozyon başlamışsa, en uç halka değiştirilmelidir. Aralarda da baklalarda korozyon başlamışsa, zincir tamamen değiştirilmelidir. Renkli plastik işaretleyicilerle 10m aralıklarla zincirin işaretlemesi yapılmalıdır. Zincirin betona serilmesi, galvanizlerine zarar verecektir. Zincir bir leğene koyacağınız kezzaplı su(Çok tehlikelidir, önlem alınmalıdır, koruyucu gözlük ve maske kullanılmalıdır; sıçrayan su kör edebilir.) ile de temizlenebilir. Ancak galvanizi giden, paslanmaya başlamış bir zincir veya çıpa(paslanmaz çelik değilse) tekrar galvanize gönderilmelidir.
– Tekne denize indirilmeden önce motor su soğutma vanası açılmalıdır. Tekne denize indirildikten sonra motor bakımı için bir kez daha servis çağırılmalıdır. Motor bakımı su soğutma sisteminin olması nedeniyle tekne denizdeyken yapılmalıdır. Bakım öncesi yakıt tankında su olup olmadığı kontrol edilmeli, mazot ve depo temizleyen bir firma aracılığı ile mazotunuzu ve sezon başında deponuzu temizletmenizi öneriyorum.
Motor bakımları motorun çalışma saatine göre yapılır. Servis personelinin yapılacak işlerle ilgili kontrol listesi olmalıdır. Her motor için yapılacak işler farklı olabilir. O listeyi önceden alıp, bakım personelinin yaptığı işleri kontrol etmenizi öneriyorum. Fikir vermesi açısından ortalama büyüklükteki bir dizel motorun rutin bakımı için yapılması gereken işlemler:
Her 50 saatte kontrol edilmesi gerekenler;
1. Mazot deposu kontrol edilerek içerisinde pislik, su gibi yabancı maddelerin birikmesi önlenmelidir.
2. Yakıt filtresi kontrol edilerek içerisinde biriken su varsa tahliye edilmelidir.
Her 250 saatte kontrol edilmesi gerekenler;
1. Makina yağı ve filtresi değiştirilmelidir.
2. Şanzıman yağı değiştirilmelidir
3. Gaz kolunun kabloları kontrol edilmelidir. İleri-tornistan hareketi yaparken zor hareket ediyorsa kabloların değişmesi gereklidir.
4. V kayışın tansiyonu kontrol edilmelidir.
5. Aküye giden kablolar ve elektrik tesisatı gözden geçirilmelidir.
6. Yakıt filtresi yenisi ile değiştirilmelidir.
7. Gaz kolunun makina üzerindeki hareketi gözlenmelidir. Boş (N), İleri (F), Tornistan (R) hareketleri için tekrar ayarlama gerekebilir. Boş verildiğinde mainanın boşa geçip geçmediğinden ayar ihtiyacı olup olmadığına karar verilir.
8. Eğer makinanın hızlanmasında azalma ve egzost renginde değişim gözleniyorsa turbochargerın blowerı yerinden çıkarılıp temizlenmelidir.
9. İkinci yağ değişiminden sonra yağ değişimi her 250 saatte bir yada yılda bir kez hangisi önce gelirse yapılmalıdır.
Her 500 saat yada 2 senede bir hangisi önce gelirse kontrol edilmesi gerekenler;
1. Ekzost valf temizlenmesi
2. Yakıt enjektör valf ayarı
Her 1000 saatte kontrol edilmesi gerekenler;
1. Şanzıman yağı değiştirilmeli
2. Soğutma suyu pompası ve impelleri temizlenip kontrol edilmeli gerekli ise değiştirilmeli. İmpelleri değiştirirken dikkat edilmesi gereken pompa saat yönüne doğru çalışır ancak impellerın kanatları saat yönünün tersi açıyla yerleştirilmelidir.
Kaynak: http://alestayacht.blogspot.com/2014/03/dizel-makina-bakm.html
Bakımı videoya alıp, denizin ortasında yakıt filtresi, impeller vs. değiştirmeniz gerekirse bu bilgileri kullanırsınız.
ÇIPA ATMA
Herhangi bir koya çıpa atmak için iki yöntem bulunmaktadır. Birincisi ve en güvenilir olanı, teknenizi açıkta demirlemek(alarga), diğer yöntem, çıpanızı uygun bir yere attıktan sonra kıçtan kara olarak tekneyi kıyıdaki bir kayaya vs. bağlamak. Özellikle Göçek’te olduğu gibi geceleri rüzgarın değişkenlik gösterdiği koylarda, çıpa taraması durumunda karaya oturma riskini azaltmak, dümen palanızı kırmamak için, tekneyi alarga olarak çıpa atmak çok daha güvenlidir. Demirlemek istediğiniz koyda çok sayıda alargada olan tekne varsa, siz de bu şekilde demirleyin. Tekneniz alargadayken rüzgar hep teknenin baş hizasından geleceği için, heçlerinizi(havalandırma kapaklarınızı) teknenin baş hizasında açtığınızda, tekne içine rüzgar alma imkanınız olacak, bu sayede tekneniz doğal olarak havalanacak, klima ihtiyacınız olmayacaktır. Çıpanızın kayaya takılması durumunda dalıp çıkartmanız gerekebileceği için, dalamayacağınız derinliğe demir atmamanızı öneriyorum. Çıpa şamandırası kullanıp, çıpanız zemine takıldığında bu şamandıraya bağlı ip ile çıpanın başı kaldırılarak çıpa takıldığı yerden kolayca çıkartabilirsiniz. Başkaları ile zincirinizin veya çıpanızın dolanması ihtimaline karşı çıpa kancası bulundurmanızı, sizin zincirinizin üzerine atılan zinciri bu kanca ile yukarı kaldırmanızı ve dolanan çıpanızı kurtarmanızı öneriyorum.
Demir atmadan önce chartplotterınızdaki sonar ekranı aracılığı ile derinliği öğrenmelisiniz. Daha sonra derinliğin en az 4-5 katı kadar kaloma/zincir bırakmalısınız. Zincir ve halat kullanacaksanız bu uzunluk, derinliğin 6-7 katı, sadece halat kullanacaksanız derinliğin yaklaşık 8-10 katı olmalıdır. Zinciriniz yeterli uzunlukta değilse, daha sığ yerlere demir atmalısınız. 60m zincir taşımak en idealidir. Gereksiz ağırlık taşımamış olursunuz. 60m zincir ile en fazla 12-15m derinliğe kadar demir atabilirsiniz.
Öncelikle çevredeki teknelere, teknelerin yönüne, rüzgara göre ve bırakacağınız kaloma(zincirin su içindeki uzunluğu) miktarına göre bir yer belirleyerek, demirinizi denize indirmelisiniz. Demir atmadan önce, çıpa şamandıranızı denize atmalısınız. Zincir sayıcınızdan, bıraktığınız kaloma miktarından, çapanın zemine vardığını anladıktan sonra, zincir iniş hızı ile birlikte çıpanızı hareket ettirmeyecek şekilde, çok hafifçe tornistan yaparak, zincirin hesapladığınız kadarını denize bırakmalısınız. (Bazı denizciler, demiri boşlayarak bırakırlar. Irgatınız arızalandığında acil durumda kullanmak için kavelata boşlamayı bilin.) Daha sonra tekneyi tornistan ederek zincirin tarayıp taramadığına bakmalısınız. Bunun için kerteriz alarak, teknenin çıpasının taramadığını kontrol etmelisiniz. Chartplotter veya bazı AIS cihazları GSM’den anlık teknenizin yer değişim bilgisini izleyerek, çıpanızın taraması halinde alarm vermektedir. Bunun nasıl yapıldığını öğrenip, gece konaklamalarda bu çıpa tarama alarmını kurmanızı öneriyorum. Özellikle kıçtan kara bağlanan teknelerdeki çıpa taraması, dümen palanızın kırılmasına ve hatta teknenizin karaya oturmasına bile neden olabilir. Bu riske girmemek için teknenizi bağlayacağınız koydaki hakim rüzgarı hava tahmin raporlarından incelemenizi, teknenizi çıpa tarasa bile karaya tekneniz çarpmayacak şekilde bağlamanızı öneriyorum. Örneğin rüzgar tahmin haritasında gece saatlerindeki beklenen rüzgar kuzeyden gelecekse, teknenizin kıçtan karaya bağlanacağı yer kuzey tarafta olmalı, çıpanız güney tarafa atılmış olmalıdır. Alarga olarak çıpa atacaksanız da, diğer teknelerin yönüne bakarak, rüzgara ve bırakacağınız kaloma uzunluğuna göre uygun yer belirleyerek, tekneniz sürüklense bile karadan uzakta olacak veya bir başka teknenin üstüne sürüklenmeyecek yere çıpa atmalısınız. Sert havalarda, eğer yüksek tepelik bir yerin arkasına demir attığınız yer, yukarıdan inen sert rüzgarı alıyorsa ve kıyıya yanaştığınızda rüzgar kesiliyorsa, derinlik uygunsa, kıçtan kara bağlanmanızı öneririm. Sakinlik arıyorsanız, çok sayıda teknenin kıçtan kara bağlandığı yerlerden uzak durmanızı öneririm. Gece çalışan jeneratör/motor sesi veya müzik sesi, gece karanlığında rahatsız edici olabilir veya sizin zincirinizin üzerine bir başkası çıpa atabilir.
Tekne tornistan halde çalışıyorken, ancak çıpaya bağlı olduğu için sabit duruyorken servis botu yardımı ile koltuk halatlarının rüzgar üstü olanını bir kayaya izbarço bağı ile bağlamalısınız. Daha sonra diğer koltuk halatını başka bir kayaya bağlamalısınız. Doğaya saygı nedeniyle halatları ağaçlara bağlamamalısınız. Daha sonra motoru kapatmalısınız. Koltuk halatlarının üzerine ışıklı şamandıra ve usturmaça bağlamalısınız. Zincirin yükünü ırgata(zincir vincine) vermemek için, zinciri ucunda kıstırmaç bulunan halatla koç boynuzuna bağladıktan sonra zinciri boşlayarak zincir yükünü ırgattan almalısınız.
Demir alırken tüm yükü ırgatınıza vermeyerek, tekenenizi ileri hareket ettirerek, demir almalısınız. Demir alırken çıpanız zorlanıyorsa ırgatı zorlamadan kalomanızı biraz boşladıktan sonra, teknenizi ileri hareket ettirip, çıpa şamandıranızın ipini çekerseniz, çıpanız kolayca yukarı çıkacaktır. Kumluk bir alanda çıpa şamandıranızı nasıl kullanmanız gerektiği ile ilgili deneme yapmanızı öneriyorum. Örneğin çıpa şamandırası ipini çektiğiniz anda ırgatı çalıştırmanız, çıpanın tekrar zemine değmemesi için boşluğu almanız gerekecektir.
TEKNENİZDE BULUNDURMAK ZORUNDA OLDUĞUNUZ EVRAKLAR VE EKİPMANLAR
Seyir halindeyken teknenizde tüm resmi evrakların asıllarını ve evinizde evrakların kopyalarını bulundurmalısınız. Tüm belgeleri su geçirmez bir torbaya koymanızı öneririm. Bildiğim kadarıyla sahil güvenlik yetkilileri yapacağı bir kontrolde, teknenin faturasını, denize elverişlilik belgesini, kiralanmış tekne ise tekne kiralama belgesini, vergilerinin ödendiğine dair belgeyi teknenin liman kayıt belgesini, sigorta belgesini, kaptanın yat kaptanlığı veya amatör denizcilik belgesini, kısa mesafe telsiz operatörü ehliyetini, teknedeki telsiz, can yeleği, yangın tüpü gibi cihazların sertifikalarını, gri suyu resmi yollarla boşalttığınızı gösterir belgeyi (mavi kart barkodu veya önceki gri su verdiğinizi ispatlar dökümanları) görmek istemektedir. Ayrıca teknede bulundurulması zorunlu cihaz ve ekipmanlar da istenmektedir. Bunlar aşağıda sıralanmıştır*:
01. “Can yeleği (maximum kapasite) + 1 fazlası,
02. Can simidi ve el incesi,
03. Yangın tüpü, yangın battaniyesi
04. İlkyardım çantası,
05. Paraşütlü işaret fişeği, el maytabı veya duman kandili (10 m.yi aşan teknelerde ikişer adet)
06. Manyetik pusula
07. Uluslararası denizde çatışmayı önleme tüzüğü,
08. Tüzüğe uygun seyir fenerleri, siyah küre, kampana, düdük ve benzeri teçhizat,
09. Radar reflektörü
10. Pis su tankı olan bütün teknelerde güverte boşaltma flanşı
11. Denize çöp atılmasının yasak olduğunu belirten levha (12 metreyi aşan tüm teknelerde)
12. Can kurtarma işaretleri tablosu
13. Amatör denizci elkitabı (ADEK)
14. Türk bayrağı
15. Tekne ismi (özel teknelerin baş omuzluklarına tekne adı, kıç tarafa uygun bir yere de tekne adı ve kayıt limanı yazılır. Harflerin boyu 10 cm.den küçük olamaz.)
16. Işıklı şamandra
17. Denize adam düştü flaması
18. Güvenlik ekipmanı (güverte üstü ve vücud için)”
*Kaynak: http://www.turksail.com/amator-denizci-kosesi/306-tekne-emniyet-ve-kurallar
İlave olarak acil durumlarda kullanmak üzere teknenin kıç kısmındaki bölüme sığabilecek büyüklükte, kendiliğinden şişen, üstü kapanabilen, can kurtarma salı(teknenizin kapasitesine göre), işaret fişekleri, AIS özellikli VHF sabit telsiz, su geçirmez VHF el telsizi, gazla çalışan taşınabilir, havalı korna, dikiş seti, manuel olarak rota bulma için gerekli harita ve malzemeler(el pusulası, hedefe, pergel, paralel farklı ölçekli cetvel, haritalar, kurşun kalem), AIS MOB cihazlı kendinden şişen can yeleği, yeterli sayıda kendinden şişen can yeleği, maket bıçağı, şnorkelli deniz gözlüğü, yedek mayo, kayakçı gözlüğü, su geçirmez kayakçı veya denizci tulumu, bere, pens ampermetre, kokpitteki kılıfta duracak şekilde çok amaçlı büyük boy izci bıçağı, yedek halatlar, megafon, yedek yelken, yedek makaralar, yedek palangalar, kakıç, yedek cep telefonu, şarj cihazı ve sizin telefonunuzun sim kartının yedeği, yeterli sayıda şapka, yeterli sayıda yağmurluk, yeterli sayıda kışlık kaban, kaliteli bir dürbün, 4-5 kutu biber gazı ve portatif GPS cihazı da olmalıdır. Ayrıca ecza dolabında dil altı kalp ilacı, mide bulantı ilacı, kas gevşetici krem, yara merhemi, yanık merhemi, göz damlası, ishal ilacı, göz merhemi, serum fizyolojik, sıvı yara spreyi, farklı boyutlarda suya dayanıklı yara bantları, sıcak/soğuk su torbaları, asprin, grip ilacı, ateş düşürücü, bağışıklık arttırıcı, multivitamin, gazlı bez, tentürdiyot, iyot, soğutucu sprey, serum fizyolojik, makas, el/ayak sargıları, çengelli iğne de bulunmalıdır. Tıbbi eğitim almışsanız, ileri bilgi gerektiren diğer ileri ilkyardım setlerini de teknenizde bulundurabilirsiniz.
Genellikle herhangi bir sorun olmadığında veya bir kural ihlali yapmadıkça, sahil güvenlik sizi çevirip denetleme yapmaz. Ancak kurallara uymakta her zaman fayda vardır. Size sahil güvenlik VHF 16. kanaldan anons yaptığında cevap vermemeniz halinde de ceza ödemek zorunda kalabilirsiniz. Seyir halindeyken teknenizdeki telsizin 16. kanalı sürekli açık olmak zorundadır. Bu kanalda sadece acil yardım çağrıları ve duyurular yapılıp, 10 sn üzerindeki görüşmeler başka kanalda yapılır.
Denizcilikle ilgili kuralları iyi öğrenmeli ve kurallara uymalısınız. Cezaların güncel tutarlarını öğrenip, ne kadar yüksek olduklarını görüp, ona göre kurallara uygun olarak davranmalısınız. Örneğin teknenizdeki pis suyun resmi yollarla marina yetkilileri tarafından alınmış olduğuna dair belgeyi ve mavi kartınızı yanınızda taşımalı, pis sularınızı denize boşaltmamalısınız. Boğazlardan geçerken, yelken açmamalısınız; ancak motorunuz bozulduysa veya motorunuz akıntıyı yenemiyorsa, telsizle ilgili kontrol merciinden izin aldıktan sonra, yelkenle yolculuk yapmalısınız. Deniz trafiğini engelleyecek ve gemileri, diğer tekneleri tehlikeye düşürecek şekilde tehlikeli bir şekilde tekne kullanmamalısınız. Gece yolculuk yaparken usulüne uygun şekilde sancak, iskele, direk ve teknenin kıç kısmındaki ışıklarınızı ve varsa radarınızı açmalısınız. Özellikle gece yolculuklarınızda radarın çok büyük faydası olacaktır. İlave olarak teknenize gece görüş kamerası taktırmanız halinde gece marina/liman girişlerinde çok rahat edersiniz.
Yurt dışına çıkmasanız bile, zaman zaman Yunan karasularından geçiş yapmak zorunda kalacağınız için teknenizde Yunan bayrağı da bulundurmalı ve Yunan karasularından geçerken sancak tarafındaki göndere çekmelisiniz. Bildiğim kadarıyla yurt dışında her yolcunun canyeleğini giymiş olmasını istedikleri için yurt dışına çıkarken buna da dikkat etmelisiniz. Yakın gelecekte ülkemizde de yolcuların ve kaptanın canyeleği takmış olması istenecektir.
VHF telsizler oksidasyon nedeniyle 3-4 yıl sonra arıza yapabilirler. Zaman zaman marinanız ile 3-4 mil mesafeden telsiz cihaz kontrol testi yaparak, telsizinizin sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol etmenizi öneriyorum.
Yazın bile tekneye çıktığınızda teknenizde kalın kıyafetlerin olmasını tavsiye ederim. Örneğin teknede 6-7 adet yağmurluk bulunmalıdır. Mümkünse offshore yedek kıyafetinizi, tulumunuzu teknede bulundurmalısınız. Islandığınızda, rüzgar yediğinizde hava sıcaklı 300C bile olsa, üşüyebilirsiniz. Tekneniz arızalandığında, geceye kaldığınızda hava tamamen değişebilir.
Chartplotterınız çok işinize yarayacaktır, ancak yıldırım düşmesi nedeniyle veya bir başka nedenle olan herhangi bir elektrik arızasında sistemler tamamen kapanabilir. Bunun için kağıt seyir haritalarını da teknenizde bulundurmanızı öneririm.
Teknenizde alet çantası ve motorda arızalanabilecek önemli parçaların, hortum, impeller, filtre, kayış, zincir, su geçirmez bant, tapa, flex bant, yedek vana, gaz teli, dümen teli, yakıt aktarma pompası, kelepçe, küçük ip, gres yağı, üstüpü bezi, sadece ihtiyacınız olacak ölçüler için lokma/anahtar takımı, ingiliz anahtarı, teflon bant gibi malzemeler yedek olarak saklanmalıdır. Teknenizde olması gereken gerekli el aletleri ve malzemeler için dizel motorun teknik yedek servis personelinden yardım almalısınız. Arızalanan motorun nasıl tamir edileceğini teorik olarak bile olsa bilmelisiniz. Örneğin motorun havasının nasıl olduğunu bilemezseniz, bu basit sorun nedeniyle bile denizde kalabilirsiniz. Motorun su girişi pislik nedeniyle tıkanmış olabilir, belki dışarıdan, denizden, belki içeriden temizlemeyi öğrenmelisiniz. Motor filtresi nasıl değiştirilir veya temizlenir öğrenmelisiniz. Örneğin motorun vites kolu teli koptuğunda nasıl değiştirebileceğinizi öğrenmelisiniz. Dalgalı havalarda yakıt tankındaki mazot miktarı 1/4’ün altına indiğinde hava yapabilmektedir. Bazen biodizel yakıt uzun süre depoda kaldığında depoda nem nedeniyle su da varsa, bakteri ürediğini biliyorsunuzdur. Yakıt filtrelerinin değiştirilebilmesi için hazırda yedek yakıt filtreleri bulundurulmalıdır. Ufak tefek motor arızalarının nasıl çözümleneceğini bilmelisiniz. Motor bakım personeli size bunları anlatırken videoya almanızı ve zaman zaman videoyu izleyerek bilgilerinizi tazelemenizi öneriyorum.
Yakıt göstergeniz her zaman arızalanabilir, denizin ortasında rüzgar kesilebilir, aynı zamanda yakıtınız da bitebilir. Bu gibi durumlara hazırlık için özel mazot aktarma pompası ile birlikte, teknenizdeki uygun depolama yerine göre, en azından 2 bidon(40 lt) yedekte mazot bulundurmanızı öneriyorum. Eğer bidondan mazot aktarma pompanız yoksa, bidona küçük bir tüp ile bidonun ağzını kenarlardan hava kaçmayacak şekilde bezle sardıktan sonra hava üfleyerek, bidondaki mazotun hortumdan akmasını sağlayabilirsiniz.
Yelken donanımlarındaki vinç kolu, halat, kıstırmaç, makara, çelik tel, araba, manuel yeke (Dümenin devre dışı kalması halinde) vb. parçaların yedekleri teknede bulunmalıdır. Bu malzemelerin demontajı ve montajı için vida, manuel cırcırlı tornavida, pense, vs. bulundurulmalıdır.
300-400 m mesafeye ışık verebilen SOS sinyali verebilen seyir feneri ve pilleri teknenizde bulundurun. 3-4 adet pilleri ile birlikte kafa lambası bulundurmanızı öneriyorum. Elektrik sisteminizde arıza olması halinde ve motor vs tamirinde çok işinize yarayacaktır.
Teknenize gece görüş kamerası taktırmanızı ve chartplotterınızdan gece seyri sırasında çevreyi, özellikle teknenizin pruva kısmını izlemenizi şiddetle öneriyorum.
USTURMAÇALAR
Yeni aldığınız yelkenli teknede usturmaça yoksa, teknenizin boyutlarına göre teknenin iskele ve sancak bordası için toplam 6 veya 8 adet örneğin yaklaşık 40-46 ft tekne için F6 tipi(30x109cm) sosis usturmaça ile kıç tarafa 2 adet balon tipi A1(29,5cmx38cm) usturmaça koymanızı öneririm. Usturmaçalara kılıf koyarsanız usturmaçaların ömrü uzayacağı gibi, estetik olarak da güzel duracaktır. Gerektiğinde kılıflar yıkanabilir veya değiştirilebilir.
Usturmaçalar genellikle kazık bağı ile kolay sökülebilir şekilde vardevela tellerine puntellere(dikmelere) yakın olacak şekilde, teknenin iskeleye veya yandaki tekneye çarpma ihtimali olan kısımlarına bağlanmalıdır. Yer değişikliği yapabilmek için kolay kazık bağı da kullanabilirsiniz. Yanaşacağınız yere göre usturmaçaların yükseklikleri marinaya gelmeden önce ayarlanmış olmalıdır. Usturmaça yükseklik ayarlayıcısı da kullanabilirsiniz. usturmaçalar denize değmemeli, güverte hizasını geçmemelidir. Bordadan(yanlamasına) yanaşılacağı zaman, diğer taraftaki usturmaçalar da yanaşılacak tarafa getirilmelidir.
Usturmaçaları teknenizde seyir halindeyken kullanmayacağınız için, ya arkalarına kanca takıp, güverteye, iç kısma almanızı veya boş bir kamara veya depolama yeri bulup, oraya kaldırmanızı öneririm. Teknenizde usturmaçalar için uygun yer bulamamanız halinde, usturmaçalarınızın tamamını denize değmeyecek ve rüzgarı kesmeyecek şekilde, teknenizin kıç kısmına da asabilirsiniz. Seyir halindeyken teknenin yan yatması sırasında denize temas edip, tekneye çarpıp, ses yapan, düşme riski bulunan usturmaçaların mutlaka sökülmesi gerekmekle birlikte, yarış anında acil durumlar için bir veya bir kaç usturmaçayı hazırda bekleterek, teknenizi çarpışmalara karşı koruyabilirsiniz.
SON SÖZ
Yelkenli gezi teknesi kullanımı, oldukça zevkli bir hobidir, keyiflidir… Eğer bir yelkenli gezi tekneniz varsa, onu mahsun bırakmayın, sık sık denize çıkın, teknenizi onurlandırın. Ege’nin cennet koylarında salına salına gezinmek, yelken basmak varken, teknelerinizi marinalara mahkum etmeyin. Bu arada önce güvenlik tabii ki…
Metin B.
Yazı:MetinB© Copyright