Deniz ve Yoga
Tekrar merhaba ;
Kıs geldi, havalar soğudu, pandemi aldı başını gitti, ekonomi de iyice zıvanadan çıkınca ve bizler de gene evlerimize sığındık. Insan evde tek başına kaldığında , yapacak işi de yoksa başılıyor ortalığı düzeltmeye, evi , dolapları, çekmeceleri derken sıra bilgisayara telefona geliyor. Ben de telefondaki resimleri düzenlerken tabiki de bu yazın resimlerine daldım gittim. Baktım soyle ıkı güzel hikaye var size anlatmadığım aslında üç ama üçüncüsü bana kalsın. Bu hafta size Hazıran başında kadın kadına yaptığımız bir bodrum tatilini paylaşmak istedim , haftaya kasım da deniz hikayemiz olsun…
Yelken benim aşkım ancak , denizin üstünde olmayı her türlü severim. Kürek de olur, gulette . Yelkenin dışında diğer sevdam da yoga. Öyle sadece sevda değil, tutkuya döndü yoga hocası bile oldum. Hep ikisini bir araya getireyim istedim. Yelkende yoga alanı dar. Tekne ve yoga tatilleri var. Ama ben denizde keyif severim , güneşi bir kadeh şarapla batırmak isterim. Kışın karantinada dedim ya sürekli yazın ne yapalım hayalleri… ben gene anlatıyorum, sadece yelken ekip arkadaşlarıma değil her ortamda bir araya geldiğim herkese , yelkende hayat güzel, sizde gelin, işte bak biz 6 kadın yelkene cıktık bir hafta çok güzeldi , yoga da yaptık arada ama yelkenli olunca zorlandık , kadın kadına tatil süper vs. vs. heyecan ile anlatıyorum. Yasemin dinlerken birden ‘hadi” dedi “mayıs ayında yapalım bizim teknede” . Aaa olur mu olur valla olur, ama bizim tatili yoga tatili olarak demeyelim , öyle sağlıklı beslenelim, günde 2 defa yoga yapalım olmasın. Bizim tatil “yoga ve keyif” tatili olsun . Sadece kadın kadına eğlenelim. Sabahları yoga olsun kahvaltı öncesi , öğlen meditasyon akşam şarap. Yasemin 30 yıllık dostum, iş arkadaşım ve @maviturgulet ‘in de sahibi . Geçen sene aldılar , 8 kişilik bodrum guleti komple yenilediler, pırıl pırıl oldu. Mesut bey tamam dedi , tekne sizin, deneyin bakalım.
Hemen bir program oluşturduk. Ilk denememiz ya, bir hafta uzun geldi korktuk 5 gün olsun dedik, Haziranın İlk haftası olsun çok sıcak olmaz rahat rahat yoga yaparız dedik, Ama en önemlisi sadece kafa dengi arkadaşlarımıza söyleyelim dedik. Hemen bir hafta içinde ekibi oluşturduk. Ay çok heyecanlıyız . Mesut bey biz kadın kadına gidiyoruz aman da başımıza bir şey gelmesin diye tekneyi baştan aşağı yeniden kontrol ettirdi, kaptanımız ve aşçımız var ama bir de miço ayarladı. Odalar dezenfekte edildi, her oda da duş tuvalet . Hiç yelken gibi değil baya lüx otel ( gene de yelken keyfi başka).
Yasemin hemen bir whatsapp grubu kurdu. Herşey tekneden ,biz hanımlar sadece içkiyi organize edeceğiz. Ne kadar içki alalım diyorum, ses yok, ulan dedim bunlar şimdi yoga falan dedik, her akşam kişi başı iki kadeh şarap desek günde 2 şişe şarap yeter mi diye sorayım bakayım gruptan ne tepki gelecek . Sordum , biz şaraplarımızı getiririz dediler başka da bir şey demediler. İyi ben kendime şöyle 4-5 şişe beyaz şarap alayım dedim. Bodrumdan alırız artık. Bodrumdan çıkacağız Gökova ya doğru gideceğiz. Pazartesi erkenden yollara düştük malum corana var ucakla degil araba ile gidelim dedik , Belgin ile sohpet ede ede Bodrumu bulduk . Bu arada korkudan yollarda mola bile vermedik . Saat 13 biz Bodruma vardık. Tekneden önce markete uğrayıp eksikleri tamamladık( Biraydı, Saraptı vs vs )saat 16 gibi herkes geldi. Önce tanışma faslı, sonra odalara yerleşme, eşya az ama içki çok. Kimse bir şey diyememiş onun için fazla fazla alıp gelmiş. Çay hazır, Yasemin özel börekler kurabiyeler yaptırmış, biz de açız , nası iyi geldi çay ,yorgunluğumuzu atarken sohpet iyice koyulaştı. Hareket edip sakin bir koya gelişimiz 19 oldu. Dedik yemek öncesi şarapları açalım güneşi batıralım. Güneş batana kadar zaten 4 şişe
şarap bitti. İyi ki dedik fazla fazla almışız ekip içici ama yiyici değil . Yemekler muhteşem olmasına rağmen hep artı . Neyse hani derler ya ‘artmazsa yetmez , aşçımız o kafadan .
Haziranın biri , hava tam ısınmamış ama olsun bizim için sorun yok. Sabah giyinip önce yoga yapıyoruz. Yin yoga yavaş, sakin, dingin. O arada güneş iyice ısıtmaya başlıyor ,Yoga biter bitmez kahvaltıya , kahvaltıda krallara layık, fırından taze çıkmış açma bile vardı. Dedik ya Yoga yapıyoruz diye, kasmıyoruz. Her şey var tatilimizde.
Kahvaltı sohbet falan derken hava ısınıyor ve biz denize girebiliyoruz .Klasik tabir” girince alışıyorsun”…. Mecburrr. Şaka bir yana gerçekten alışıyorsun ve çıkmak istemiyorsun. Bu kadar yemeğe yüzmek lazım diyip teknenin etrafında turluyoruz ama iki kadın yan yana yüzerken bir güzel dedikodu yapıyoruz ki sormayın.
Öğle yemeği sonrasında gene deniz , hava soğumandan girdin girdin yoksa biraz zor. Saat :15:00 dan sonra hava soğuyor , bizde Kanasta oynuyoruz, tavla oynuyoruz.
Akşama doğru hava soğuyor kalın kalın giyinip keyfe devam. Bir koydan diğer koya giderken yol cok esiyor, olsun biz de battaniyelerimize ve birbirimize sarılıp ısınmaya devam ediyoruz.
Ancak baya soğuk olunca koy koy gezmeyelim dedik , Orak Adası , Çökertme , İngiliz Limanı , Kİsse Bükü yeterde artar beş günlük gezide , kalanları seneye yaparız artık . Kisse Bükünde kıyıya yüzdük , kadın kadına olmanın bir güzelliği de bol bol fotoğraflar çekebilmemiz. Birbirimizi bıkmadan poz poz çektik. Karaya çıktığımızda da teknede kalan arkadaşımız hemen fotoğraflarımızı çekmiş.Erkekler nedense bu fotoğraf işini pek sevmiyor.
Öyle enteresan ki hayat , konuştukça bir çok ortak arkadaş çıkıyor. Geceleri oyun oynayıp şarkılar söylüyoruz, bazen geçmişten bazen gelecekten konuşuyoruz, kimi zaman hüzünleniyoruz kimi zaman çok gülüyoruz, ama çok huzurluyuz. Beş gün çok hızlı geçiyor , veda zamanı gelince seneye haziranın planını yapıp Bodrumun güzel koylarına şimdilik veda ediyoruz. Arkadaşlarımıza veda yok, hepimiz İstanbuldayız…
Yeni gezilerde görüşmek üzere…
Fotoğraflar ve Yazı: Oya Çetin © Copyright
