Gezilerim-Çekya (2)
Prag’da bugünkü rotamız
· Prag kalesi (Prazsky Hrad)
Aziz Vitus Katedrali
Altın Sokak ve Kafka evi
Kafka Müzesi ve Küçük mahalle ( Mala strana )
John Lennon Duvarı ve kampa parkı
Charles Köprüsü ( Karluv most )
Nazım Hikmet’in kafesi
Dans eden ev ( Tancisi dum )
Bugünkü gezimize Googlemaps’ten çıkardığım rotaya uyarak listemizin en uzak ve tepe noktasında olan Prag Kalesinden başlayıp, nehre doğru yürüyerek Charles köprüsünden geçip Dans eden evde bitirmeyi planladık.
Prag kalesi Prag şehrine tepeden bakan muhteşem bir manzaraya sahip 7 hektar alan üzerine kurulmuş; yönetim binaları saraylar katedral ve bahçelerden oluşan büyük bir yapı. Avrupa’nın en büyük alana yapılmış yönetim merkezi. Guinesss rekorlar kitabında en büyük antik kent olarak yerini almıştır. Unesco kültür mirası listesinde yer alır. Kale içinde Aziz Vitus Katedrali, Eski kraliyet sarayı, Altın yol, Aziz George Bazilikası, Manastır bulunmaktadır. Her saat başında askerlerin nöbet değişimi yapılmakta ve ilgi çekici bu nöbet değişimleri ciddi bir turist kalabalığı tarafından izlenmektedir.
Adını zamanında kuyumcu dükkanlarından alan Altın sokak rengarenk boyanmış küçük evleri ile oldukça sevimli bir sokak. 22 numaralı mavi evde Franz Kafka yaşamıştır. Altın yolda orta çağ silah ve zırh müzesinde şövalyelerin zamanla değişen zırhları ve dönemin silahlarını gözlemleyerek geçmişe yolculuk yapabilirsiniz.
Altın yoldan nehre doğru yürürken sokaklardaki tarçın kokusu bizi Prag’ın meşhur tatlısı Trdelnik dükkanlarına ulaştırdı. Trdelnik Çubukların etrafına sarılmış hamurdan yapılan bir tatlı. Pişirilip şeker ve cevizle kaplanan hamurun içine isteğinize göre çikolata ve dondurma çeşitleri doldurularak servis ediliyor. Gitmişken denemeden olmaz ama bizi pek sarmadığını eklemeliyim.
John Lennon Duvarı; Mala Strana bölgesinde insanların üzerine grafitiler çizdikleri ve Beatles şarkı sözlerinin yer aldığı bir duvar. John Lennon’un suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu duvara yapılan resimler ve yazılan sözler başlangıç olmuş. Ardından bir akıma dönüşmüş. Duvarın üzerindeki grafitiler yazılar neredeyse her gün yenilenmektedir.
Tarihi Charles köprüsünden geçip, Dans eden ev önünde absürt fotoğraflarımızı çektirdikten sonra Nazım Hikmet’in sürgündeyken sık ziyaret edip şiirlerini yazdığı Cafe Slavia’da soluklanıp bir şeyler içtik.
Günün akşamında, önceden rezervasyon yaptırmış olduğum Michelin ödüllü V Zatisi restoranda yemek yedik. İki farklı tadım menüsü aldık. Her yemeğin farklı şaraplarla servis edildiği tadım menüleri muazzamdı. Hesabın Türkiye’deki benzer restoranların yarı fiyatı olması da bizim restoranların utancı olsun.
Yemeğin ardından barmenlerin şovlarını yakından izleyebilmek için gezimizin iki hafta öncesinden bar taburesi rezervasyonu yaptırdığım Hemingway bara gittik. Muhteşem şovlar eşliğinde harika kokteyllerimizi içtikten sonra günün keyifli yorgunluğu ile otelimize geçtik.
Prag’da üçüncü günümüz için pragueoldcars.com web sitesi üzerinden rezervasyon yaptığım nostaljik üstü açık araç tam saatinde bizi otelimizden aldı ve 90 dakikalık şehir turumuzda şoför arkadaşın eğlenceli anlatımıyla keyifli bir şehir turu yaptık. Turu eski şehir meydanında tamamladık.
Nostaljik araba turumuzun ardından bugünkü rotamız hepsi birbirine çok yakın olan;
Old town ( Staremesto namesty )
Astronomik Saat Kulesi ( Orlej )
Tyn Kilisesi ve Jan Hus Anıtı
Paris caddesi ve Yahudi Mahallesi
Vaslav meydanı ( Vaslavske namesty )
Barut Kulesi ve eski belediye binası ( Obecni dum )
Cumhuriyet Meydanı ( Namesty republiky )
Astronomik saat kulesi Old town meydanında, old town hall (eski belediye sarayı) üzerindedir. Belediye binasının 70 metrelik kulesine çıkıp muhteşem Prag manzarası izlenebilir. Binanın üstünde bulunan Astronomik saat kulesi şehrin sembolü olmuş mimari bir başyapıttır. 1410 yılında yapılan saat dünyanın en eski üçüncü saati ve aynı zamanda dünya üzerinde çalışır vaziyette olan en eski saattir. Her saat başında tekrar eden animasyonundan dolayı turistler tarafından oldukça rağbet görmektedir.
Yahudi mahallesi; içerisinde yüz binden fazla ölü bulunan Avrupa’daki en büyük ve en eski Yahudi mezarlığı ve biri Avrupa’nın aktif olan en eski sinagogu olmak üzere toplam 6 sinagogu ile ilgi çekici noktalardan biridir.
Turumuzu cumhuriyet meydanında tamamlayıp GamberoRosso İtalyan restoranında oldukça başarılı bulduğumuz pizza ve spagettilerimizi yedikten sonra otelimize doğru yol aldık.
İki sabah kahvaltı için gittiğimiz Bistro Monk u da unutmadan ekleyeyim. Bistro Monk sabah 8.30 da açılan ve masaları anında dolan geciktiğiniz zaman sıra beklemek zorunda kaldığınız çok başarılı bir kahvaltı mekânı.
Kahvaltıdan sonra Prague airport transfers firmasının yönlendirdiği araç bizi otelimizden alıp havaalanına bıraktı ve keyifli gezimizi sonlandırmış olduk.
Prag’la ilgili genel izlenimimiz oldukça olumlu oldu. Tarihi dokusunu yitirmemiş muhteşem bir şehir. Gittiğimiz restoranlar muazzamdı hepsinde çok lezzetli yemekler yedik. Genel olarak da diğer Avrupa şehirlerine göre bir miktar daha ucuz bulduğumu söyleyebilirim.
Yazı ve Fotoğraflar: Yıldıray Erdoğan© Copyright
Önceki Yazı
