Türkiye’de Akıntılar
Türkiye’nin etrafında bulunan denizlerde çeşitli akıntılar mevcuttur. İşte Türkiye’nin çevresindeki denizlerde görülen bazı önemli akıntılar:
Karadeniz Akıntıları: Karadeniz’de Karadeniz Akıntısı veya Karadeniz Dönüş Akıntısı olarak adlandırılan iki ana akıntı bulunmaktadır. Karadeniz Akıntısı, Kırım Yarımadası’ndan çıkan bir soğuk su akıntısıdır. Karadeniz Dönüş Akıntısı ise, Karadeniz’in daha sıcak ve tuzlu sularının batıya doğru dönerek Karadeniz Akıntısı ile karşılaştığı bir akıntıdır.
Ege Denizi Akıntıları: Ege Denizi’nde Marmara Denizi’ne ve Akdeniz’e geçişi sağlayan birçok akıntı bulunmaktadır. Bunlardan biri Marmara Akıntısı’dır. Marmara Denizi’nin kuzeyinden güneye doğru hareket eden bir akıntıdır. Ayrıca, Ege Denizi’nde de çeşitli yerel akıntılar görülebilir.
Akdeniz Akıntıları: Türkiye’nin güneyinde yer alan Akdeniz’de de çeşitli akıntılar mevcuttur. Bunlardan en bilineni Akdeniz Genel Dolaşımı’dır. Bu akıntı sistemi, Atlantik Okyanusu’ndan Akdeniz’e akan su kütlelerini içerir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yerel akıntılar da görülebilir.
Ege-Marmara Boğazları Akıntıları: Ege Denizi ile Marmara Denizi’ni birbirine bağlayan Boğazlar, kara ve su akıntılarının geçişini etkiler. Boğazlarda karmaşık bir akıntı sistemi bulunur ve bunlar genellikle değişkenlik gösterebilir.
Bu listede belirtilenler Türkiye’nin çevresindeki denizlerdeki bazı önemli akıntılardır. Ancak denizlerdeki akıntılar karmaşık ve değişken olabilir, bu nedenle bölgeye ve mevsime bağlı olarak farklı akıntılar da görülebilir.
Akdeniz buharlaşmadan dolayı kaybettiği su miktarının ancak üçte birini, buraya akan nehirlerden temin eder. Geri kalanı Atlantik’ten giren büyük ölçüde su kütlesidir. Buna bir miktar Karadeniz’den Boğazlar yoluyla gelen su da ilave olur.
Cebelitarık Boğazı’ndan giren bu satıh akıntısı, tüm Afrika sahili boyunca, günde 13 ila 16 mil civarı bir süratle doğu yönde akar. Mısır’dan sonra İsrail, Lübnan sahillerini takiben kuzeye döner, kuvveti de azalır.
Anadolu’nun güney yakası boyunca, batıya doğru hafif, hafif akar, sahilin coğrafyasına uyup Ege kıyılarında kuzeye döner. Kuzeye çıkan akıntı, Çandarlı körfezi önlerinde batıya yönelir, Çanakkale’den inen akıntı ile birleşip Ege’nin batı tarafında, güneybatı yönünde, Mora yarım adasının altına kadar iner. Burada akıntının bir kısmı Adriyatik’e çıkar, diğeri yine Afrika sahillerindeki akıntıya karışır ve böylece doğu akdeniz de saat yelkovanının aksi yönünde dönen bir iç akıntı oluşur.
Bu genel akıntı bazı geniş körfezler içinde veya adalar arasında, daha değişik ve sahili takip eden yönlere döner. Kuvvetli rüzgarlar, bilhassa uzun süreli güney ve kuzey fırtınaları, bu akıntının hem yönünü, hem süratini büyük ölçüde etkiler.
Kuzey fırtınalarında, orta ve bilhassa Batı Ege’de akıntılar, güney ve güneybatı yönde epey süratli akar, İkaria ile Mikonos Adaları arası veya Kafirevs Boğazında olduğu gibi. Bu hallerde, sahillerimiz boyunca kuzeye çıkan akıntı durur veya çok hafifler. Ona mukabil Ekimden Marta kadar esen kuvvetli güney fırtınaları, kuzey yönlü akıntıyı kuvvetlendirir. Hatta Kuzey Ege’ye yığılan denizler, Çanakkale boğazında güneye akan normal satıh akıntısını durdurup, terse bile döndürür. Hava kırılınca, Kuzey Ege’de biriken bu su, güneye doğru daha kuvvetli akar. Buharlaşma sonucu, tuz miktarı ve yoğunluğu artan su,dibe iner ve bir kısmı Cebelitarık’tan Atlantik’e, diğeri de Çanakkale’den Karadeniz’e ters dip akıntısı olarak çıkar.
Yerel hava koşulları, denizaltı topografyası ve diğer faktörler, deniz akıntılarını etkileyen önemli unsurlardır.
Önceki Yazı