spot_img

Cayo Largo

Cayo Largo

Küba’nın sadece turistler için ve turistlerle yaşayan minik bir mercan adası. Bembeyaz kumların mürekkep mavisi denizle olağanüstü bir kontrast oluşturduğu, Karayiplerin ortasında, hindistancevizi ağaçlarının gölgesinde serinleyen bu minik ada.

Küba’nın sadece turistler için ve turistlerle yaşayan minik bir mercan adası. Bembeyaz kumların mürekkep mavisi denizle olağanüstü bir kontrast oluşturduğu, Karayiplerin ortasında, hindistancevizi ağaçlarının gölgesinde serinleyen bu minik ada.

Bazen yağmur yağdığı oluyor Cayo Largo’da. Arada bir rüzgâr normalden biraz daha güçlü esebiliyor; hatta üzerinden tropik kasırgaların geçip gittiği bile oluyor. Ama yıl boyu iklimin getireceği sürprizler bu kadar. Hava her mevsim sıcak ve nemli. Başka deyişle, yıllık ortalama sıcaklık 25 Co. Ortalama deniz suyu sıcaklığı ise 25.4 Co. Kısacası, kışın en azgın günlerini yaşadığımız şubat ayında bir rüya beldesi, Cayo Largo. Onu sıradan atlaslarda aramaya kalktığınızda, yerini bulamamanız olasılığı büyük. Zira kendisi de bir ada devleti olan Küba’ya ait minik bir mercan adası o. Karayip Denizi’yle Batabano Körfezi arasında uzanan Canarreos mercan takımadalarının en doğusunda, başkent Havana’nın 177 kilometre güneydoğusunda, yer alıyor.

Cayo Largo’nun otelleri tümüyle adanın güney plajları boyunca yer alıyor. Adadaki plajların, Karayiplerin diğer adalarındakinden bir farkı var. Cayo Largo’yu oluşturan mercan türü adeta kar beyazı renkte. Dolayısıyla bu bembeyaz mercanın her bir tanesi topluiğne ucu inceliğindeki kumları, tropik güneş ışınları altında ısınmıyor ve her zaman serin kalıyor. Gün boyu tertemiz plajlarda sıcaktan rahatsız olmadan yalınayak yürüyebilirsiniz.

Adanın tüm tatil köyleri dört yıldızlı. Fazla lükse kaçmayan, konforlu moteller bunlar. Her birinde birkaç bar, değişik restoranlar, içlerinde romdan puroya, yerel elişlerine kadar ülkenin turistik ürünlerinin satıldığı resmi alışveriş mağazaları var. Ayrıca çeşitli spor olanakları da mevcut. Binicilik, tenis gibi karada yapılabilecek sporların ötesinde, sualtı sporları bu adaya gelen turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Zira Cayo Largo bir sualtı cenneti. Çeşitli dönemlerde kayalara çarparak batmış gemilerin yanısıra, mercan resiflerinde yaşayan bitki ve hayvan türlerinin en güzellerini bu ılık sularda, yüzeyden birkaç metre derinlikte, adeta dev bir akvaryumdaymışcasına seyretmek mümkün.

Oteller arasında sürekli çalışan minibüsler de bedava. Sabah otelinizden çıkıyor, istediğiniz tatil köyüne gidiyor, orada yiyip içiyor, bir başkasına geçip örneğin gece kulübünde eğlenebiliyorsunuz. Gece saat 23’de son servis minibüsü otelleri dolaşıyor. O saatte sizi otelinize götürecek minibüsü kaçıracak olursanız, ya ılık kumsalda gecelemek ya da uzun bir yürüyüşü göze almak zorunda kalıyorsunuz.

Otellerdeki yemekler ise açık büfe. Çeşitli salatalar, kara fasulye, muz kızartması gibi mahalli yiyecekler, tavuk ve et yemekleri, hemen önünüzde ızgarada pişirilen balıklar, puding, dondurma gibi hafif tatlılar ve bol bol meyveden oluşuyor açık büfe. Merkezi bir yönetim tarafından işletildiğinden olsa gerek, bütün otellerin açık büfelerinde menüler hemen hemen birbirlerinin aynı.

Plaj, genişliği 500 metreyi pek aşmayan, yer yer 50 metreye kadar daralan bir kum şeridi üzerine yayılmış. Anakara ile plaj arasında dantel gibi girintili çıkıntılı, bir ucu denize açık, tertemiz bir göl uzanıyor. Plajın başlangıcındaysa bir kafe-restoran yer alıyor. Sirena plajına gelenlerin yiyecek içecek ihtiyaçlarını giderebilecekleri tek yer bu restoran. Buraya müşteri çekebilmek için yaklaşık yarım saat süren tekne yolculuğu için herhangi bir ücret alınmıyor.

Sirena plajlarının göz alabildiğine bembeyaz kumları ilk bakışta hiç insan ayağı değmemiş gibi görünüyor. Kumların bitimindeyse çocukluk hayallerimi süsleyen, üzeri koparılmayı bekleyen hindistancevizleriyle dolu bir hindistancevizi koruluğu sıralanıyor. Ne var ki, hemen yakındaki restoranda pet şişe içinde su satıldığına şükretmek gerek. Zira hindistancevizi sütüyle susuzluğunu giderebilmek için insanın Robinson’un yerli dostu “Cuma” kadar çevik bir tırmanıcı olması zorunlu. Gerçekten tek çare ağaçtan hindistancevizi toplamak olsa, bizim gibi bu işler için eğitilmemiş kişilerin, susuzluktan ölmesi kaçınılmaz.

Yat limanından çıkarken, teknelerin geçebileceği güvenli suların göz alabildiğine fener ve şamandıralarla işaretlenmiş olduğu dikkati çekiyor. Bu koridorun biraz dışına çıkıldığında, teknenin karaya oturması kaçınılmaz. Mercan takımadalarının, bu arada Cayo Largo’nun niçin bir zamanlar korsanların üssü olduğunu tahmin etmek zor değil. Bölgeyi çok iyi bilen korsanlar dışında, bu sulara yabancı kişiler o günlerde her köşesi tuzaklarla dolu bu kıyılara biraz fazla sokulduklarında, tekneleri kayalara bindiriyor, parçalanıyordu kuşkusuz.

Cayo Largo’nun da yer aldığı Canarreos mercan takımadalarını Kristof Kolomb 1494’de keşfetmiş, bugün Isla de la Juventud olarak anılan arşipelin en büyük adasına El Evangelista adını vermişti. Arşipel 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Francis Drake, John Hawkins, Thomas Baskerville ve Henry Morgan gibi filmlere konu olmuş ünlü korsanlara yataklık etmişti. Robert Louis Stevenson da onların yaşam öykülerinden esinlenerek “Define Adası” adlı eserini yazmıştı. Arşipelin en büyük adası 19. yüzyılda Küba’nın bağımsızlığı için çalışan, bugün ülkenin ulusal kahramanı olarak anılan Jose Marti gibi kişilerin sürgün yeri olmuş, 20. yüzyılın Küba diktatörleri Gerardo Machado ve Fulgencio Batista da siyasi muhaliflerini burada gözetim altında tutmuşlardı. Fidel Castro bile bir dönem buraya yollanan rejim aleyhtarları arasındaydı.

Isla de la Juventud’un bir ucunda yer aldığı mercan takımadalarının öteki ucundaki Cayo Largo ise korsanların dışında pek kimsenin uğramadığı, adeta Robinson Crusoe’nin geçirdiği deniz kazasından sonra sığındığı adayı andıran bir küçük kara parçasıydı. Anakaraya olan uzaklığı nedeniyle iguana gibi tarih öncesini hatırlatan birçok hayvan türü burada çevreden soyutlanarak varlığını korumuş, yüzyıllar boyu deniz kaplumbağaları, arıkuşu, turna, pelikan gibi kuşlar vahşi hayvanlar ve insanlar tarafından rahatsız edilmeden huzurlu bir yaşam sürmüşlerdi. 1980’li yılların başlarında Küba genelinde yaygın biçimde görülen tüketim maddeleri sıkıntısından etkilenmeyen, Kanadalı ve Avrupalı turistlerin beklentilerini karşılayabilecek tesislerle donatıldı Cayo Largo. Bugün adanın tüm ihtiyaçları gemiler ve uçaklarla anakaradan getiriliyor. Ancak herşeyin Küba adasındakinden daha iyi işlediği, elektriklerin bile hemen hiç kesilmediği dikkati çekiyor. Cayo Largo’da bir klinik bile var. Ancak yat limanı civarındaki tek tük ev dışında konuta rastlanmıyor. Çünkü adada yerli halk yaşamıyor. Sadece tesislerde görevli kişiler var. Onların çocukları için de sadece bir ilkokul hizmete sokulmuş. Daha üst sınıflara geçenlerin adadan ayrılmalarından başka çare yok. Kısacası sadece turistler için ve turistlerle yaşayan bir ada Cayo Largo.

Tatil köylerinde turistlerin beklentileri olabildiğince gözönünde tutulmuş. Diskotekler ve insanın kanını kaynatan Küba müziği çalan topluluklar, yedikleri yemekleri eritmek isteyenler için aerobik seansları ve çeşitli atraksiyonlar, salt deniz, kum ve tropik bitki örtüsüyle yetinmek istemeyenleri de mutlu edecek nitelikte. Tesislerdeki personel genç, birkaç dil konuşan, güleryüzlü kişilerden seçilmiş. Bu nitelikleri onları karşı cinsten turistler için oldukça çekici kılıyor olmalı.

Küba’ya ait Cayo Largo, Canarreos mercan takımadalarının ikinci büyük adası. Batabano Körfezi ile Karayip Denizi arasında, başkent Havana’nın 177 km güney batısında, arşipelin en büyük adası Isla de la Juventud’un 114 km doğusunda yer alıyor. Küba adasındaki Zapata yarımadasının 80 km güneyinde, Karayip Denizi’ndeki Grand Caiman adasının ise 300 km kuzeyinde bulunuyor. Toplam 23 km uzunluğundaki mercan adasının en geniş yeri bile birkaç kilometreyi geçmiyor ve toplam yüzölçümü sadece 37.5 km2.

İKLİM
Küba’da subtropikal iklim koşulları egemen. Yıl boyu hava sıcaklığında önemli bir değişiklik görülmüyor. Yıllık sıcaklık ortalaması 25.5 Co. Ancak yaz mevsimi yağmurlu, kış mevsimi ise daha kuru geçiyor. Mayıstan ekim ayına dek yağmur ve fırtına mevsiminde havadaki nem oranı da yüksek olduğu için, sıcaklık daha etkin hissediliyor. Buna karşılık kasımdan nisana kadar yaşanan düşük nemli iklim koşullarında, sıcaklık tam bir bahar havası olarak algılanıyor. Yılın en sıcak ayları temmuz ve ağustos. Bu aylarda sıcaklık ortalaması 27.4 Co, en soğuk ay olan şubatta ise ortalama 22.2 Co. Buna karşılık nem oranı kışın % 79 ile yazın % 81 arasında değişiyor. Bölgede en şiddetli kasırgalar ekim ve kasım aylarında oluşuyor. Ancak genellikle Küba adasının kuzey kıyılarını yalayarak geçtikleri için, epey güneyde yer alan Cayo Largo bu kasırgalardan pek etkilenmiyor.

ULAŞIM
Küba’ya gitmeden önce Ankara’daki Küba Büyükelçiliği’ne başvurarak vize almak gerekiyor. Ancak Havana’da havalimanından da 15 ABD doları karşılığında vize almak mümkün.

Küba Büyükelçiliği
Tel: 312-439 41 10
Travel Club
Cayo Largo’ya gitmek için Travel Club’a başvurabilirsiniz. Travel Club’ın Küba Havayolları ile yaptığı uçuşlar, Las Palmas stoplu olarak, çarşamba günleri İstanbul-Havana, salı günleri de Havana-İstanbul şeklinde gerçekleşiyor. Cayo Largo’ya hergün Havana ve Varadero’dan küçük uçaklarla tarifeli iç hat seferler düzenleniyor.
Tel: 212-293 19 75

AKLINIZDA BULUNSUN
Türkiye ile Küba arasında 7 saat fark var.
Küba’nın telefon kodu 53.
Bir sorunla karşılaşırsanız, Küba’daki büyükelçiliğimiz de size yardımcı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği
Calle 20, No: 301, Miramar, Havana,
Tel: 24-2237

GÖRÜLECEK YERLER
Cayo Largo’nun en güzel plajı, batıya bakan Playa Sirena. 2 km uzunluğundaki son derece ince ve beyaz kumların süslediği plaj, konumu gereği rüzgâr ve dalgalardan çok iyi korunuyor. Buraya başkent Havana ile ülkenin en büyük turizm merkezi Varadero’dan günübirlik turlar düzenleniyor. Sirena plajlarının tek restoranı La Parrillada öğlenden gecenin ilerleyen saatlerine dek servis veriyor.

Günlük turların ikinci önemli durağı ise Cayo Largo ile Isla de la Juventud adası arasındaki Cayo Rosario ve Cayo Rico adaları. Bu adalar iguana, deniz kaplumbağaları ve çok sayıda pelikan kuşlarıyla birer doğa cenneti. Otellerden bu adalara tekne turları kişi başına yaklaşık 35 dolar civarında.

Otellerden bisiklet kiralayıp adanın doğusuna, Los Cocos plajına gitmek mümkün. Bu plaj şnorkel ile dalanlar için ideal. Kuzeydoğuya doğru devam edildiğinde Playa Tortuga’ya, yani Kaplumbağa Plajına ulaşılıyor. Deniz kaplumbağaları buraya yumurtalarını bırakıyor. Adanın kuzeybatı ucunda bir de kaplumbağa çiftliği var.

YEMEK VE KONAKLAMA
Cayo Largo’nun otelleri adanın güneyinde yer alan plajlara bakıyor. Adanın kuzeyi ise yer yer bataklık, mangrov bitkileriyle kaplı ve pek çekici değil. Oteller çok rağbet gördüğü için önceden rezervasyon yapılmasında yarar var. Genellikle daha ucuza malolduğu için, turistler buraya ücretlerini önceden ödeyip gruplara katılarak geliyorlar. Kendi başına gelip oda tutan pek olmadığı için, otellerin liste fiyatlarını yayınlamakta yarar görmüyoruz. Seyahat acentelerinden paket turların fiyatlarını öğrenebilirsiniz. Konuklar alakart restoranları dışında hangi otele giderlerse gitsinler açık büfe restoranlarda, bar ve kafelerde istediklerini yiyip içebiliyor, herhangi bir ücret ödemiyorlar. Sadece Sirena plajındaki La Parillada restoranı, havalimanı terminalindeki Blue Lake Disco ve yat limanındaki bazı kafeler ücretli.

Villa Pelicano (Tel: 119-5395-2104, Faks: 119-5395-2108), havaalanına en yakın tatil köyü ve buraya sadece 2.5 km uzaklıkta. İspanyol stilinde inşa edilmiş tesisin banyolu, uydu TV’li, klimalı 224 odası, ayrıca 110 dubleks villası var. Villa Pelicano adanın en büyük turistik tesisi. Büyük bir deniz suyu havuzu, gece kulübü ve deniz sporları departmanı Villa Pelicano’nun özellikleri arasında. Küçük bir köprü tesisi Lindamar plajlarına bağlıyor.

Villa Coral (Tel: 79-4215), “El Pueblito” adıyla da tanınıyor. Koloniyal stilde 10 adet iki katlı binaya yayılmış Villa Coral’ın banyolu ve uydu TV’li 60 odası var. Villa Soledat olarak anılan tek katlı, 12 adet bungalova da sahip tesisin büyük bir yüzme havuzu ve pizalarıyla ünlü bir da İtalyan alakart restoranı bulunuyor.

Hotel Isla del Sur (Tel: 79-4215, Faks: 33-2108) adanın en eski ve fiyatları en ehven oteli. Banyolu ve uydu TV’li 59 odası olan iki katlı otel uzun bir binada yer alıyor. Lindamar ve Blanca plajları arasındaki otelde sadece açık büfe sistemi uygulanıyor. Her gece havuz başında eğlenceler düzenlenen otelin hemen karşısında küçük bir alışveriş merkezi mevcut. Villa Coral ve Villa Iguana tesislerinde kalanlar da binicilik, tenis, açıkdeniz balıkçılığı, tüplü dalış gibi etkinlikler için buraya geliyorlar. Bisiklet kiralamak mümkün.

Villa Iguana’nın (Tel: 79-4215) banyolu, uydu TV’li, klimalı 114 odası iki katlı 10 blokta yer alıyor. Dalış derslerinin de verildiği büyük bir yüzme havuzu tesisin ortasında bulunuyor. Plaja, birkaç basamak merdivenle ulaşılıyor. Gavilan adlı restoranda açık büfe yemek servisi yapılıyor.

Villa Capricho (Tel: 79-4215, Faks: 33-2108) oteller içinde en doğuda yer alanı. Burası bir kızılderili köyünden esinlenerek yapılmış. Sivri saman çatılı, her verandada bir hamağın yer aldığı 60 bungalovdan oluşan Villa Capricho’da her bungalovun banyosu, uydu TV’si ve kliması var. Önündeki plajda rüzgâr sörfü, kano, yelken sporları yapmak mümkün. Blue Marlin adlı alakart restoranı ise deniz spesiyaliteleriyle, özellikle paella ile ünlü.

Önceki Yazı
Son Eklenenler
- Reklam -

Yazarlar

Avatar photo
26 HABERLER
Avatar photo
24 HABERLER
Avatar photo
47 HABERLER
Avatar photo
18 HABERLER
Avatar photo
8 HABERLER
Avatar photo
86 HABERLER
Avatar photo
14 HABERLER
Avatar photo
166 HABERLER
Avatar photo
204 HABERLER
Avatar photo
27 HABERLER
Avatar photo
16 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
12 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
16 HABERLER
Avatar photo
7 HABERLER
Avatar photo
1189 HABERLER
- Reklam -

Çok Okunanlar